28 Ağustos 2010 Cumartesi

Portakal Diyeti




































Milâdî 745 yılında Orta Asya'da kurulan Uygur Devleti, Türk kültür tarihinde önemli bir yer tutar. Bu devlet İran kültürünün etkisiyle Aramî alfabesini kabul etmiş, Türk dilinde tarihte ilk defa kitaba bağlı yazılı bir Türk edebiyatı meydana getirmiştir. Bu devlet döneminde Türkçe, bürokrasi dili haline gelmiş, devletin resmî yazışmaları Türkçe yapıldığı gibi, Sanskritçeden, Çinceden Türkçeye kitaplar tercüme edilmiştir. Uygurlar onuncu asırda batı komşuları Doğu Karahanlıları da etkilemişler, bu devlette yazışmalar Uygur harfleriyle Türkçe olarak yapılmıştır. On üçüncü yüzyılda Moğollar da devlet işlerinde Uygur asıllı kâtipler bulundurmuşlardır. Bu kâtipler vasıtasıyla Türk kültürü Çin'i, İran'ı, hatta Kore'yi etkilemiştir.


Kur'an dışında Arapça ilk kitaplar VIII. asrın başlarında; Farsça kitaplar ise, X. yüzyılda Samaniler döneminde meydana getirilmeye başlanmıştır. Bir rivayete göre, Kur'an Türkçeye bu yüzyılda çevrilmiştir. Günümüzde Meşhed Kütüphanesi'nde Gazneli Mahmud'un (öl.1030) annesi için çevrildiği bilinen Türkçe bir Kur'an tercümesi parçası vardır. Yine, onuncu yüzyılda Uygurların saraylarında Uygur harfli kitaplar görülür. XI. asırda Doğu Karahanlıların resmî dili Türkçe olmaya devam etti. Bu yüzyılda Kaşgar'da yaşayan Yusuf Has Hacib, 1069 yılında Türkçe manzum olarak "Kudadgu-Bilig" adlı önemli bir eser yazdı.




Anadolu'ya XI.-XII. yüyıllarda Türkler'in yerleşmesiyle Anadolu, İran, Suriye ve Irak'taki Selçuklu saraylarında, ordugâhlarda, Türk halkı arasında Türkçe konuşulmasına rağmen devlet, resmî yazışmalarında Arapça ve Farsça kullandı. Uzun süren savaşlar, Anadolu halkı arasında anonim Türkçe destanlarını meydana getirdi. "Danişmend Gazi destanı", "Battal Gazi destanı", "Dede Korkut destanı" bu gibi eserlerdendir.


- Elimizde bulunan ve müellifi bilinen Anadolu'da yazılmış en eski kitap "Tuhfe-i Mubarrizî" adlı tıp kitabıdır.


- Müellifi, Harezm asıllı bir tabip olan Hakîm Bereket'tir.




- Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflaması sonucu bağımsızlıklarını ilan eden Beylikler, devlet işlerinde Türkçe kullanılmasını teşvik ettiler. Bunlardan Karamanoğulları Beyliğinin başındaki Karamanoğlu Mehmed Bey, 1276 yılında Konya'yı ele geçirince devlet işlerinde Türkçe'nin kullanılmasını emretti.


- nadolu'daki diğer beylikler de aynı yolu izlediler. 1299 yılında Osmanlı Beyliğinin kurulmasından sonra da Türkçe gelişti. XV. asırda Türkçe, Osmanlılarla batıda, Timurlularla doğuda bir bürokrasi ve ilim dili oldu.



- Sultan Veled'in (öl.1312) çeşitli şiirleri Türkçe idi. Önemli eserlerden biri de Hacı Bektaş Veli'nin (öl.1271) "Makalât"ıdır. Yunus Emre'nin (öl.1325 civarı) "Divan"ı; Ahmed Fakih'in (öl.1231) "Çarhnâme" adlı manzum eseri; ?Ali'nin "Kıssa-i Yusuf"unu da hatırlatmak gerekir


- XIV. asırda Türkçe gelişmesine devam etti


Gerek Osmanlılar, gerek Anadolu beyleri Türkçe'yi korudular. Öyle ki, Orhan Gazi vakfiyesini Türkçe olarak yazdı.


 XIV. asırda Osmanlılar adına Türkçe yazılan ve Türkçeye tercüme edilen kitapların sayısı 40'tan fazladır.


Bu devirde Türkçe kitap yazanlar arasında "Mantıku't-tayr"ın mütercimi Gülşehrî; "Merzuban-nâme" ve "Kâbus-nâme" mütercimi Şeyhoğlu; "Garib-nâme"nin yazarı Aşık Paşa;



"Envaru'l-aşikîn", "Ahmediye" ve "Acaibu'l-mahlukât tercümesi" adlı kitapların sahibi Ahmed Bican ve Ahmed-i Dai gibi ünlü kişiler sayılabilir.


XV. asırda Anadolu'da Türkçe yüzden fazla eser yazıldı


Türkçe, bağımsız bir bürokrasi ve ilim dili, Arapça ve Farsçanın yanı sıra İslâm dünyasının üçüncü büyük kültür dili olmuştur.


Bu asırdan sonra Türkçe telif ve tercüme, artarak sürmüştür.


Mayın temizleme ihalesini bu kadar tepkiden sonra İsrail firması almayabilir. Bu demek değildir ki



Mayın temizleme işinden sonra bu alanda tarım yapacak tarım işçilerinin barınmaları için haklı olarak Suriye ile Türkiye arasında


 510 Km boyunca yerleşim alanları oluşturulacaktır. Bu yerleşim alanlarına bizim köylülerin yerleşeceğini düşünmek enayilik olsa gerek.


Bu aşamadan sonra Türkiye ve Suriye arasına yerleşen Yahudiler buradan her iki ülkeyi rahat rahat karıştırabileceklerdir.


 Kendilerine daha rahat hareket edebilme imkânı sağlanan İsrail gizli servisi tarla faresi kılığında elini kolunu sallayarak


faaliyetlerini yürüterek, her iki ülkede de etnik ayrıştırmayı körükleyerek iç karışıklık çıkarılacaktır.



İsrail devletinin kuruluşu 19. Yüzyılda dağınık bir şekilde yaşayan Yahudilerin İngiltere’de vaad edilen topraklar üzerinde


bir Yahudi devleti kurmak için bir araya gelmeleri ile başlar. İngiliz hükümetinin desteğini de alan Yahudiler


İngiliz hükümetine 1848 yılında bir tamim yayınlatarak Filistin deki İngiliz konsolosluğunu Yahudileri korumakla görevlendirir.


1870 li yıllara gelindiğinde vaad edilmiş topraklarda devlet kurmak isteyen Yahudi hareketin merkezi Rusya ya kayar ve


Theodore Herlz bu hareketin başına geçer. Yahudi devletinin ancak kutsal topraklar üzerinde kurulacağına inanan



 yahudiye yetecek kadar büyüklükte toprak almayı planlamaktadır.


1870 Yılından itibaren Filistin’de toprak alarak tarımsal faaliyetlere başlayan Yahudiler küçük küçük


Yahudi yerleşim alanları oluşturmaya başlarlar. 1896 yılına gelindiğinde Filistin toprakları üzerinde Yahudilere ait 17 tarım kolonisi kurulmuştur.


Filistin toprakları üzerinde iyice yerleşen Yahudiler Abdulhamid Han’a bazı tekliflerde bulunarak Aristokratik Cumhuriyet kurmak için izin isterler.


Devlet kurma izni karşılığından Borç batağında olan Osmanlıya tüm borçlarını ödemek, Filistin de Osmanlılar için savaş üssü kurmak


Osmanlının Avrupa’daki dış siyasetine destek vermek ve Filistin de Türk öğrencilerin okuyacağı üniversite



 bana değil milletime aittir. Milletim bu Devleti kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır.


O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehid


 düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk Devleti bana ait değildir.


Türk milletinindir ve ben onun hiçbir parçasını veremem." diye cevap vermiştir.


Abdulhamid Han’ın red cevabına rağmen devlet kurma ısrarlarını devam ettiren Yahudiler 1908 Meşrutiyetinden


 sonra çıkarılan kanunlarla hızlı bir şekilde toprak almaya devam etmişlerdir.



İngiliz mandası altındaki Filistin toprakları belfor planı çerçevesinde hızlı bir şekilde el değiştirerek Araplardan alınarak Yahudilere verilir. Bu durumu fark eden Araplar protesto eylemlerine başlarlar. 1929 yılında Kudüslü Araplar ile Yahudiler arasında on beş gün süren kanlı çarpışmalar olur. Devam eden süreçte Filistine Yahudi göçü devam eder.


İkinci dünya savaşından sonra İngiltere’nin sonra Amerikanın desteğini de alan Yahudiler Filistin meselesini Birleşmiş milletlere götürerek meselenin çözülmesini istedi. Birleşmiş Milletler 1947 Yılında Filistin’in biri Yahudi diğeri Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına Kudüs’ün ise Birleşmiş Milletler denetimine bırakılmasına karar verdi.


Birleşmiş milletlerin kararından tatmin olmayan Araplar ile Yahudiler arasında iç savaş çıktı. 14 mayıs 1948 İngiliz mandasının sona ermesi üzerine David Ben Gurion bağımsız İsrail Devletinin kurulduğunu açıkladı.


Bağımsız İsrail devletinin kurulmasını kabul etmeyen Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak İsrail’e savaş açtı. İsrail bir yıl süren savaşta Yetmiş Beş bin askeri olmasına rağmen beş Arap devletini yenerek topraklarını daha da genişletti.


1967 Yılına gelindiğinde Mısır birliklerinin Şarmel Şeyhi işgal etmeleri üzerine 2. İsrail Arap savaşı çıktı. Çok kısa süren bu savaşı da Arap ülkelerinin mağlubiyeti ile sonuçlandı ve İsrail Kudüsün tamamını, Sina Yarımadasını ve Suriye’nin güney batı kesimini ele geçirdi.



Hemen hemen islam dünyasında yazılan her eserden, Türkçe eserler meydana getirilmiştir. Bunlar: din ve dil ilimleri, tarih, coğrafya, felsefe, riyaziyat, fizik, kimya, tıp, zooloji, botanik, sihir, rüya tabiri konulu ve ansiklopedik eserlerdir.


































Milâdî 745 yılında Orta Asya'da kurulan Uygur Devleti, Türk kültür tarihinde önemli bir yer tutar. Bu devlet İran kültürünün etkisiyle Aramî alfabesini kabul etmiş, Türk dilinde tarihte ilk defa kitaba bağlı yazılı bir Türk edebiyatı meydana getirmiştir. Bu devlet döneminde Türkçe, bürokrasi dili haline gelmiş, devletin resmî yazışmaları Türkçe yapıldığı gibi, Sanskritçeden, Çinceden Türkçeye kitaplar tercüme edilmiştir. Uygurlar onuncu asırda batı komşuları Doğu Karahanlıları da etkilemişler, bu devlette yazışmalar Uygur harfleriyle Türkçe olarak yapılmıştır. On üçüncü yüzyılda Moğollar da devlet işlerinde Uygur asıllı kâtipler bulundurmuşlardır. Bu kâtipler vasıtasıyla Türk kültürü Çin'i, İran'ı, hatta Kore'yi etkilemiştir.


Kur'an dışında Arapça ilk kitaplar VIII. asrın başlarında; Farsça kitaplar ise, X. yüzyılda Samaniler döneminde meydana getirilmeye başlanmıştır. Bir rivayete göre, Kur'an Türkçeye bu yüzyılda çevrilmiştir. Günümüzde Meşhed Kütüphanesi'nde Gazneli Mahmud'un (öl.1030) annesi için çevrildiği bilinen Türkçe bir Kur'an tercümesi parçası vardır. Yine, onuncu yüzyılda Uygurların saraylarında Uygur harfli kitaplar görülür. XI. asırda Doğu Karahanlıların resmî dili Türkçe olmaya devam etti. Bu yüzyılda Kaşgar'da yaşayan Yusuf Has Hacib, 1069 yılında Türkçe manzum olarak "Kudadgu-Bilig" adlı önemli bir eser yazdı.




Anadolu'ya XI.-XII. yüyıllarda Türkler'in yerleşmesiyle Anadolu, İran, Suriye ve Irak'taki Selçuklu saraylarında, ordugâhlarda, Türk halkı arasında Türkçe konuşulmasına rağmen devlet, resmî yazışmalarında Arapça ve Farsça kullandı. Uzun süren savaşlar, Anadolu halkı arasında anonim Türkçe destanlarını meydana getirdi. "Danişmend Gazi destanı", "Battal Gazi destanı", "Dede Korkut destanı" bu gibi eserlerdendir.


- Elimizde bulunan ve müellifi bilinen Anadolu'da yazılmış en eski kitap "Tuhfe-i Mubarrizî" adlı tıp kitabıdır.


- Müellifi, Harezm asıllı bir tabip olan Hakîm Bereket'tir.




- Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflaması sonucu bağımsızlıklarını ilan eden Beylikler, devlet işlerinde Türkçe kullanılmasını teşvik ettiler. Bunlardan Karamanoğulları Beyliğinin başındaki Karamanoğlu Mehmed Bey, 1276 yılında Konya'yı ele geçirince devlet işlerinde Türkçe'nin kullanılmasını emretti.


- nadolu'daki diğer beylikler de aynı yolu izlediler. 1299 yılında Osmanlı Beyliğinin kurulmasından sonra da Türkçe gelişti. XV. asırda Türkçe, Osmanlılarla batıda, Timurlularla doğuda bir bürokrasi ve ilim dili oldu.



- Sultan Veled'in (öl.1312) çeşitli şiirleri Türkçe idi. Önemli eserlerden biri de Hacı Bektaş Veli'nin (öl.1271) "Makalât"ıdır. Yunus Emre'nin (öl.1325 civarı) "Divan"ı; Ahmed Fakih'in (öl.1231) "Çarhnâme" adlı manzum eseri; ?Ali'nin "Kıssa-i Yusuf"unu da hatırlatmak gerekir


- XIV. asırda Türkçe gelişmesine devam etti


Gerek Osmanlılar, gerek Anadolu beyleri Türkçe'yi korudular. Öyle ki, Orhan Gazi vakfiyesini Türkçe olarak yazdı.


 XIV. asırda Osmanlılar adına Türkçe yazılan ve Türkçeye tercüme edilen kitapların sayısı 40'tan fazladır.


Bu devirde Türkçe kitap yazanlar arasında "Mantıku't-tayr"ın mütercimi Gülşehrî; "Merzuban-nâme" ve "Kâbus-nâme" mütercimi Şeyhoğlu; "Garib-nâme"nin yazarı Aşık Paşa;



"Envaru'l-aşikîn", "Ahmediye" ve "Acaibu'l-mahlukât tercümesi" adlı kitapların sahibi Ahmed Bican ve Ahmed-i Dai gibi ünlü kişiler sayılabilir.


XV. asırda Anadolu'da Türkçe yüzden fazla eser yazıldı


Türkçe, bağımsız bir bürokrasi ve ilim dili, Arapça ve Farsçanın yanı sıra İslâm dünyasının üçüncü büyük kültür dili olmuştur.


Bu asırdan sonra Türkçe telif ve tercüme, artarak sürmüştür.


Mayın temizleme ihalesini bu kadar tepkiden sonra İsrail firması almayabilir. Bu demek değildir ki



Mayın temizleme işinden sonra bu alanda tarım yapacak tarım işçilerinin barınmaları için haklı olarak Suriye ile Türkiye arasında


 510 Km boyunca yerleşim alanları oluşturulacaktır. Bu yerleşim alanlarına bizim köylülerin yerleşeceğini düşünmek enayilik olsa gerek.


Bu aşamadan sonra Türkiye ve Suriye arasına yerleşen Yahudiler buradan her iki ülkeyi rahat rahat karıştırabileceklerdir.


 Kendilerine daha rahat hareket edebilme imkânı sağlanan İsrail gizli servisi tarla faresi kılığında elini kolunu sallayarak


faaliyetlerini yürüterek, her iki ülkede de etnik ayrıştırmayı körükleyerek iç karışıklık çıkarılacaktır.



İsrail devletinin kuruluşu 19. Yüzyılda dağınık bir şekilde yaşayan Yahudilerin İngiltere’de vaad edilen topraklar üzerinde


bir Yahudi devleti kurmak için bir araya gelmeleri ile başlar. İngiliz hükümetinin desteğini de alan Yahudiler


İngiliz hükümetine 1848 yılında bir tamim yayınlatarak Filistin deki İngiliz konsolosluğunu Yahudileri korumakla görevlendirir.


1870 li yıllara gelindiğinde vaad edilmiş topraklarda devlet kurmak isteyen Yahudi hareketin merkezi Rusya ya kayar ve


Theodore Herlz bu hareketin başına geçer. Yahudi devletinin ancak kutsal topraklar üzerinde kurulacağına inanan



 yahudiye yetecek kadar büyüklükte toprak almayı planlamaktadır.


1870 Yılından itibaren Filistin’de toprak alarak tarımsal faaliyetlere başlayan Yahudiler küçük küçük


Yahudi yerleşim alanları oluşturmaya başlarlar. 1896 yılına gelindiğinde Filistin toprakları üzerinde Yahudilere ait 17 tarım kolonisi kurulmuştur.


Filistin toprakları üzerinde iyice yerleşen Yahudiler Abdulhamid Han’a bazı tekliflerde bulunarak Aristokratik Cumhuriyet kurmak için izin isterler.


Devlet kurma izni karşılığından Borç batağında olan Osmanlıya tüm borçlarını ödemek, Filistin de Osmanlılar için savaş üssü kurmak


Osmanlının Avrupa’daki dış siyasetine destek vermek ve Filistin de Türk öğrencilerin okuyacağı üniversite



 bana değil milletime aittir. Milletim bu Devleti kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır.


O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehid


 düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk Devleti bana ait değildir.


Türk milletinindir ve ben onun hiçbir parçasını veremem." diye cevap vermiştir.


Abdulhamid Han’ın red cevabına rağmen devlet kurma ısrarlarını devam ettiren Yahudiler 1908 Meşrutiyetinden


 sonra çıkarılan kanunlarla hızlı bir şekilde toprak almaya devam etmişlerdir.



İngiliz mandası altındaki Filistin toprakları belfor planı çerçevesinde hızlı bir şekilde el değiştirerek Araplardan alınarak Yahudilere verilir. Bu durumu fark eden Araplar protesto eylemlerine başlarlar. 1929 yılında Kudüslü Araplar ile Yahudiler arasında on beş gün süren kanlı çarpışmalar olur. Devam eden süreçte Filistine Yahudi göçü devam eder.


İkinci dünya savaşından sonra İngiltere’nin sonra Amerikanın desteğini de alan Yahudiler Filistin meselesini Birleşmiş milletlere götürerek meselenin çözülmesini istedi. Birleşmiş Milletler 1947 Yılında Filistin’in biri Yahudi diğeri Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına Kudüs’ün ise Birleşmiş Milletler denetimine bırakılmasına karar verdi.


Birleşmiş milletlerin kararından tatmin olmayan Araplar ile Yahudiler arasında iç savaş çıktı. 14 mayıs 1948 İngiliz mandasının sona ermesi üzerine David Ben Gurion bağımsız İsrail Devletinin kurulduğunu açıkladı.


Bağımsız İsrail devletinin kurulmasını kabul etmeyen Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak İsrail’e savaş açtı. İsrail bir yıl süren savaşta Yetmiş Beş bin askeri olmasına rağmen beş Arap devletini yenerek topraklarını daha da genişletti.


1967 Yılına gelindiğinde Mısır birliklerinin Şarmel Şeyhi işgal etmeleri üzerine 2. İsrail Arap savaşı çıktı. Çok kısa süren bu savaşı da Arap ülkelerinin mağlubiyeti ile sonuçlandı ve İsrail Kudüsün tamamını, Sina Yarımadasını ve Suriye’nin güney batı kesimini ele geçirdi.



Hemen hemen islam dünyasında yazılan her eserden, Türkçe eserler meydana getirilmiştir. Bunlar: din ve dil ilimleri, tarih, coğrafya, felsefe, riyaziyat, fizik, kimya, tıp, zooloji, botanik, sihir, rüya tabiri konulu ve ansiklopedik eserlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

zayıflama sohbet - zayıflama lida fx15 ve biber hapı zlfvbh zayıflama lida fx15 ve biber hapı zlfvbh fatmagülün suçu ne - dizi izle dizi izle mp3 dinle mp3 indir film izle yabancı dizi kral oyun Sohbet Siteleri Sohbet mynet sohbet I escort really bayan escort do not understand vip escort the business istanbul escort I know, but ankara escort really I do not izmir escort know Can.