Ramazan ayında Sultanbeyli Belediyesi, düzenlediği sokak iftarlarıyla binlerce vatandaşı bir araya getirdi. Ramazan'ı birlikte geçirmek, iftar sofralarında bu kutlu ayın bereketini paylaşmak adına düzenlenen iftar buluşmaları coşkunun kaynağı oldu.
72 BİN KİŞİ İFTARDA BULUŞTU
Sultanbeyli Belediyesi'nin, Ramazan'ın ilk gününden itibaren düzenlediği sokak iftarları vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Neredeyse her akşam farklı bir mahallede düzenlenen sokak iftarlarında ve Belediye Büyük Salon'da düzenlenen iftar davetlerinde tam 72 bin kişi hep birlikte orucunu açtı.
15 mahallede 15 ayrı iftar daveti
Düzenlenen iftar organizasyonlarında her gün bir mahallede iftar verildi. Günde ortalama 3 bin 500 kişi mahallelerinde düzenlenen sokak iftarında bir araya geldi. Sadece sokak iftarları düzenlemekle kalmayan Belediye, kurulduğu günden bugüne kadar ilçede hizmet etmiş başkan ve meclis üyelerini, kaymakamlık, emniyet, müftülük, belediye personelini, yaşlı ve engellileri, yetim ve öksüzleri de unutmadı.
Dahası araçlarla her gün bin 500 kişiye sıcak yemek ikramı ve yüzlerce aileye gıda yardımı yapıldı. Ramazan dolayısıyla daha da önemli hale gelen bu hizmet ile evinde yemek yapamayacak durumdaki ihtiyaç sahipleri orucunu gönül rahatlığıyla tutarken, sofralarda yer bulamayan vatandaşlar bu hizmetten faydalandı.
Sultanbeyli Belediyesi, sadece düzenlediği iftarlarla değil, yaptığı çeşitli hizmetlerle de halkın iyi bir Ramazan geçirmesini sağlamaya çalıştı. Sağlık işleri Müdürlüğü ekipleri, Ramazan ayı öncesi zabıta kontrolünde fırın denetimine çıktı. Vatandaşların Ramazan'da sağlıklı gıda tüketmesini sağlamak için bölgede bulunan fırınlar denetlendi. Ardından Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü zabıta ekipleriyle birlikte kasapları ve marketlerin kasap reyonlarını kontrol etti.
Kadir gecesi lokma ve simit ikramı
Kadir Gecesi'nde ise Kent Meydanı'nda vatandaşlara lokma ve simit ikram edildi. İftar sonrası kurulan standlara uğrayan vatandaşlara tatlı ve simit verildi, kandilleri tebrik edildi.
Katıldığı her programda ramazan ayının bereketini hep birlikte yaşamanın mutluluk verici olduğunu belirten Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, bu şekilde toplumun birlik ve beraberlik duygularının arttığını dile getirdi ve önümüzdeki ramazanlarda daha büyük ve güzel organizasyonlar düzenleneceğini duyurdu.
burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin
burmeh yaza lida fx15 biber hapı ile formda girin
11 Eylül 2010 Cumartesi
10 Eylül 2010 Cuma
Patates Diyeti
Patates diyetiyle bir haftada 3 kilo verin! Patatesin hep şişmanlattığı söylenir. Kalorisinin yüksek olduğu düşünülür ve diyet listelerinden uzak tutulur. Oysa patates vücut için gerekli birçok mineral içeriyor. Bu nedenle beslenme programından çıkartılmaması gerekiyor. Hazırladığımız patates diyeti ile 1 haftada rahatlıkla 3- 5 kilo verebilirsiniz.
1. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 2 dilim kepekli ekmek, diyet margarin, domates, yeşil biber
Öğle: 220 gr patates ile salata, çok az sıvı yağ
İkindi: 1 elma
Akşam: 120 gr kuzu incik, 150 gr patates ile yapılmış yemek, bol salata
2. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 50 gr kepekli ekmek, 2 ince dilim salam, salatalık, domates
Öğle: 200 gr patates ile hazırlanmış mevsim türlü, bol salata
İkindi: 200 gr havuç
Akşam: 200 gr balık, 120 gr haşlanmış patates, bol salata
3. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 50 gr kepekli ekmek, 1 sosis, salatalık domates
Öğle: 160 gr haşlanmış patates, çeyrek bardak süt ile yapılmış püre, 5 adet taze kayısı bol salata
İkindi: 1 bardak ayran
Akşam: 2 adet yumurta, 160 gr patates (kuşbaşı doğranmış) ile omlet, bol salata
4. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 50 gr kepekli ekmek, 5 gr yağ, 5 gr bal
Öğle: 100 gr dana eti, 160 gr haşlanmış patates ile sebze türlü, bol salata
İkindi: 175 gr greyfurt
Akşam: 80 gr patates tava, 200 gr ızgara köfte, bol salata
5. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 25 gr kepekli ekmek, 200 gr yağsız yoğurt içine salatalık ve dereotu karıştırın.
Öğle: 160 gr patates, 100 gr patates, 100 gr havuç ile püre, 300 gr ekstra light yoğurt
İkindi: 150 gr mevsim meyvesi
Akşam: 8 kibrit kutusu patatesli tepsi böreği, bol sebze ve salata
6. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 25 gr kepekli ekmek, 30 gr peynir, 100 gr mevsim meyvesi
Öğle: 160 gr patates, 100 gr patates, 100 gr havuç ile püre, 300 gr ekstra light yoğurt
İkindi: 4 adet salatalık turşusu
Akşam: 2 adet kabak, 150 gr haşlanmış patates, 110 gr dana eti, bol salata
7. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 1 kase cornflakes, 250 gr yoğurt
Öğle: 320 gr patates, 5 gr tereyağ, 30 gr kaşar peyniri, yemek kaşığı sosis ve hardal ile kumpir, bol salata
İkindi: 1 bardak ekstra light süt
Akşam: 180 gr biftek, yarım su bardağı mantar, 80 gr patates ile yapılmış salçalı biftek, bol salata
1. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 2 dilim kepekli ekmek, diyet margarin, domates, yeşil biber
Öğle: 220 gr patates ile salata, çok az sıvı yağ
İkindi: 1 elma
Akşam: 120 gr kuzu incik, 150 gr patates ile yapılmış yemek, bol salata
2. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 50 gr kepekli ekmek, 2 ince dilim salam, salatalık, domates
Öğle: 200 gr patates ile hazırlanmış mevsim türlü, bol salata
İkindi: 200 gr havuç
Akşam: 200 gr balık, 120 gr haşlanmış patates, bol salata
3. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 50 gr kepekli ekmek, 1 sosis, salatalık domates
Öğle: 160 gr haşlanmış patates, çeyrek bardak süt ile yapılmış püre, 5 adet taze kayısı bol salata
İkindi: 1 bardak ayran
Akşam: 2 adet yumurta, 160 gr patates (kuşbaşı doğranmış) ile omlet, bol salata
4. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 50 gr kepekli ekmek, 5 gr yağ, 5 gr bal
Öğle: 100 gr dana eti, 160 gr haşlanmış patates ile sebze türlü, bol salata
İkindi: 175 gr greyfurt
Akşam: 80 gr patates tava, 200 gr ızgara köfte, bol salata
5. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 25 gr kepekli ekmek, 200 gr yağsız yoğurt içine salatalık ve dereotu karıştırın.
Öğle: 160 gr patates, 100 gr patates, 100 gr havuç ile püre, 300 gr ekstra light yoğurt
İkindi: 150 gr mevsim meyvesi
Akşam: 8 kibrit kutusu patatesli tepsi böreği, bol sebze ve salata
6. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 25 gr kepekli ekmek, 30 gr peynir, 100 gr mevsim meyvesi
Öğle: 160 gr patates, 100 gr patates, 100 gr havuç ile püre, 300 gr ekstra light yoğurt
İkindi: 4 adet salatalık turşusu
Akşam: 2 adet kabak, 150 gr haşlanmış patates, 110 gr dana eti, bol salata
7. GÜN
Sabah: Kahve ya da çay, 1 kase cornflakes, 250 gr yoğurt
Öğle: 320 gr patates, 5 gr tereyağ, 30 gr kaşar peyniri, yemek kaşığı sosis ve hardal ile kumpir, bol salata
İkindi: 1 bardak ekstra light süt
Akşam: 180 gr biftek, yarım su bardağı mantar, 80 gr patates ile yapılmış salçalı biftek, bol salata
9 Eylül 2010 Perşembe
Artık estetik yok
Ajda Pekkan estetik ameliyat olacağı haberlerini yalanladı
Ajda Pekkan:"Estetik ameliyat haberleri yalan. Artık estetik yok!" dedi.
Süpestar Ajda Pekkan bayramın ikinci günü Kıbrıs Cratos Premium'da sahne almak için yola çıkarken şok bir açıklama yaptı.
Havaalanında karşılaştığı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Pekkan, "Estetik ameliyat haberleri yalan. Artık estetik yok!" dedi.
Ajda Pekkan:"Estetik ameliyat haberleri yalan. Artık estetik yok!" dedi.
Süpestar Ajda Pekkan bayramın ikinci günü Kıbrıs Cratos Premium'da sahne almak için yola çıkarken şok bir açıklama yaptı.
Havaalanında karşılaştığı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Pekkan, "Estetik ameliyat haberleri yalan. Artık estetik yok!" dedi.
Hayatımda kimseyi istemiyorum
Hande Yener önceki gün Zeytinburnu Olivium Alışveriş Merkezi’nde engelli çocuklar için düzenlenen imza gününe katıldı. Organizasyon sonrası soruları yanıtlayan Yener, “Ne zaman evleneceksiniz?” sorusuna, “İş aşkı yüzünden evleneceğimi düşünmüyorum, çünkü işim ön planda.
Şu an kalbim boş. Hayatımda kimsenin olmasını istemiyorum” diye yanıt verdi. Ünlü şarkıcı, Demet Akalın’la Amerika’dayken Twitter’dan yazışmalarının sorulması üzerine ise “Demet’le aramda hiçbir problem yok. Aramız çok iyi” dedi.
Şu an kalbim boş. Hayatımda kimsenin olmasını istemiyorum” diye yanıt verdi. Ünlü şarkıcı, Demet Akalın’la Amerika’dayken Twitter’dan yazışmalarının sorulması üzerine ise “Demet’le aramda hiçbir problem yok. Aramız çok iyi” dedi.
Dilek’in gücü yetmedi
Rusya'nın başkenti Moskova'da devam eden Dünya Güreş Şampiyonası'nda Bayan Güreş Milli Takımı'ndan Dilek Atakol elendi.
Şampiyonada bugün mindere çıkan tek isim olan 55 kiloda Dilek Atakol, birinci turda Polonyalı Sylwia Barbara Bilenska ile mücadele etti. Atakol, Polonyalı güreşçiye 1-0 ve 5-2'lik periyot skorlarıyla 2-0 mağlup oldu.
Dilek Atakol, Polonyalı güreşçinin bir sonraki turda mağlup olmasıyla şampiyonadan elendi.
Şampiyonada bugün mindere çıkan tek isim olan 55 kiloda Dilek Atakol, birinci turda Polonyalı Sylwia Barbara Bilenska ile mücadele etti. Atakol, Polonyalı güreşçiye 1-0 ve 5-2'lik periyot skorlarıyla 2-0 mağlup oldu.
Dilek Atakol, Polonyalı güreşçinin bir sonraki turda mağlup olmasıyla şampiyonadan elendi.
6 Eylül 2010 Pazartesi
Cassano planı
Antonio Cassano İnter’in gündeminde.
Sampdoria'nın İtalyan golcüsü Antonio Cassano, Ocak transfer döneminde Inter'e transfer olabilir.
Il Corriere dello Sport, İtalyanlar'ın hırçın çocuğu Antonio Cassano'nun Ocak aydında Inter forması giyebileceğini iddia etti.
Bir dönem Real Madrid forması giyen Cassano için Inter'in oldukça istekli olduğu ve Cassano'nun da bu transfere sıcak baktığı belirtildi.
İtalya Milli Takımı'nda da görev alan Cassano'yu kadrosuna katmak isteyen Inter bu oyuncu için 20 milyon avroyu gözden çıkardı. Inter Başkanı Massimo Moratti de bu oyuncuyu San Siro'ya getirmeyi çok istiyor.
Ocak ayı transfer döneminde bu oyuncu için Sampdoria'ya resmi teklif yapacak olan Inter'in Sampdoria Başkanı Riccardo Garrone'yi ikna edipe demeyeceği ise merak konusu.
Sampdoria'nın İtalyan golcüsü Antonio Cassano, Ocak transfer döneminde Inter'e transfer olabilir.
Il Corriere dello Sport, İtalyanlar'ın hırçın çocuğu Antonio Cassano'nun Ocak aydında Inter forması giyebileceğini iddia etti.
Bir dönem Real Madrid forması giyen Cassano için Inter'in oldukça istekli olduğu ve Cassano'nun da bu transfere sıcak baktığı belirtildi.
İtalya Milli Takımı'nda da görev alan Cassano'yu kadrosuna katmak isteyen Inter bu oyuncu için 20 milyon avroyu gözden çıkardı. Inter Başkanı Massimo Moratti de bu oyuncuyu San Siro'ya getirmeyi çok istiyor.
Ocak ayı transfer döneminde bu oyuncu için Sampdoria'ya resmi teklif yapacak olan Inter'in Sampdoria Başkanı Riccardo Garrone'yi ikna edipe demeyeceği ise merak konusu.
3 Eylül 2010 Cuma
Gripken zayıflama yöntemleri
Kış aylarının kâbusu gripten A ve C vitaminli diyetle korunmak mümkün. Vitamin kaybını önlemek için sebzeleri kapta yıkamak ve meyveyi hemen tüketmek gerek.
DONDURUCU soğuklarda kış hastalıklarına, özellikle gribe yakalanma riski daha da artıyor. Diyetisyen Aşkın Yüksel de enfeksiyon hastalıklarından korunmanın en önemli yolunun vücut direncini artırmaktan geçtiğini anımsatarak, "Vücut direncini artırmak için yeterli ve dengeli beslenmek şart" diyor. Yüksel, kışın özellikle A ve C vitamini ihtiyacımızın daha da arttığına işaret ediyor.
Tahta kaşık kullanın
YÜKSEL, C vitamininin hazırlama ve pişirme aşamalarında çok kolay yok olduğunu vurgulayarak, bu kaybı minimuma indirmek için şu önerileri verdi: "Sebze ve meyvelerin taze ve sulu olmasına dikkat edin. Yemekleri pişirirken tahta kaşık kullanın. Salataları yemek piştikten sonra hazırlayın ve hemen servis yapın. Limonu tüketileceği zaman kesip hemen kullanın. Sebzeleri geniş bir kapta yıkayın. Patatesi kabuklarıyla haşlayın."
DONDURUCU soğuklarda kış hastalıklarına, özellikle gribe yakalanma riski daha da artıyor. Diyetisyen Aşkın Yüksel de enfeksiyon hastalıklarından korunmanın en önemli yolunun vücut direncini artırmaktan geçtiğini anımsatarak, "Vücut direncini artırmak için yeterli ve dengeli beslenmek şart" diyor. Yüksel, kışın özellikle A ve C vitamini ihtiyacımızın daha da arttığına işaret ediyor.
Tahta kaşık kullanın
YÜKSEL, C vitamininin hazırlama ve pişirme aşamalarında çok kolay yok olduğunu vurgulayarak, bu kaybı minimuma indirmek için şu önerileri verdi: "Sebze ve meyvelerin taze ve sulu olmasına dikkat edin. Yemekleri pişirirken tahta kaşık kullanın. Salataları yemek piştikten sonra hazırlayın ve hemen servis yapın. Limonu tüketileceği zaman kesip hemen kullanın. Sebzeleri geniş bir kapta yıkayın. Patatesi kabuklarıyla haşlayın."
2 Eylül 2010 Perşembe
ANANAS DİYETİ İLE 3 GÜNDe 2 KİLO VERDİREN DİYET
Ananas diyeti bütün mevsimler de uygulanabilecek olan bir diyettir. Bununla beraber ünlülerin denedigi begendigi ve herkeze tavsiye ettigi, kuşkusuz egzotik meyvelerin başında gelir… Beslenme açısından dü şük kalori yoğunluğu ile ilgi çeker. Şüp hesiz sindirim proteinlerini üreten, özel likle balık ve ette bulunan bromelain adında bir enzim içerir, ama bunu Okina-wa’da iyi yöntemlerle gördüğünüz şekil de uygulayın, içki ziyafetleri ve biftek parçalarıyla değil. Bromelain vazgeçil mezdir. Tercih edilen bu enzim kan pıh tılaşmasını dengeler ve kalbi korur. Bundan başka iki diğer kay nağı kumarik asit ve klorojenik denen, midede kanserojen mad delerin birleşmesine engel olan enzim salgılar.Yüksek miktarda demir, kalsiyum, A vitamini, B vitamini ve C vitamini içerir. İçerisinde proteinleri sindiren önemli mineraller vardır. Bunun sayesinde zayıflamayı sağlayan enzimleri sindirime yardımcı olur ve oluşabilecek yağların önünü keser.Ananası süt ,yulaf benzeri şeyleri ezerek yada suyunu sıkarak içmeniz bünyenizi daha kolay zayıflatacaktır.
Ananas diyetinin sabah kahvaltısı; 250 ml ananas suyu şekersiz olmalı, bir dilim kepekli ekmek, bir adet haşlanmış yumurta, 3 adet zeytin, bir adet domates tüketilmelidir.
Ananas diyetinin sabah kahvaltısı; 250 ml ananas suyu şekersiz olmalı, bir dilim kepekli ekmek, bir adet haşlanmış yumurta, 3 adet zeytin, bir adet domates tüketilmelidir.
1 Eylül 2010 Çarşamba
Parfüm Kullanımı
Uzmanlardan hoş öneriler:
Coco Chanel“Öpülmek istediğiniz yeri parfümleyin”
Estée Lauder “Parfümü, kolunuzu yukarı kaldırıp tam önünüze sıkın ve yarattığınız koku bulutunun içine girin. Böylece binlerce parfüm molekülü vücudunuzun her yerine konacaktır”
Nerelerde Ve Ne Şekilde Kullanmalıyız
Vücut
Parfümler kokularını yaymak için sıcaklık, hareket gibi faktörlere ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle parfüm sürmek açısından vücudun bazı bölgeleri ayrıcalıklıdır:
Sıcak ve nemli noktalar. Koltuk altları, göğüs araları, ense, kulak arkaları ve göbek.
Kanın fazla pompalandığı noktalar. Bilek içleri, şakaklar ve boyun. Hareketli noktalar. Dirsekler ve diz içleri.
Saçlar
Saçınızı parfümlemek istiyorsanız, öncelikle temiz olmalarına dikkat edin. Kokuların birbirine karışmaması için şampuanınızı kokusuz olanlar arasından seçin. Saçlarınız kısa ise saç diplerinize, uzun ise uçlarına sıkmanız yeterli olacaktır.
Küçük bir Öneri:
Saçınızı fırçalamadan önce fırçanıza biraz parfüm sıkın.
Giysiler
Parfümler pamuklu, yünlü gibi doğal lifle dokunmuş kumaşlarda çok kalıcıdır ve rahat yayılır. Sentetik liflerde yayılımı ve kalıcılığı azdır. Parfümün en kalıcı olduğu dokular ise kürkler ve muslin kumaştan yapılmış eşarplardır. Giysiler parfümlenebilir ama gelişigüzel değil:
- Parfümünüzü ceket ve mantoların astarlarına, etek ve elbiselerin etek baskılarına sıkın.
- Asla giysilerinizi farklı parfümler sıkmayın. Üst üste sıkılan parfümlerin molekülleri iyi bir karışım oluşturmaz ve kötü bir etki uyandırır.
- İpekli giysilerinize parfüm sıkmayın, kalıcı lekeler bırakır.
- Eğer parfümünüzü sık sık değiştiriyorsanız, sadece vücudunuzu parfümlemekle yetinin. Koku zaten giysilerinize de sinecektir.
- Mücevher ve özellikle incilerinizin yakınında parfüm kullanmayın: Parfümlerdeki alkol mücevherlerin parlaklığını yok eder ve incileri sarartabilir.
- Giysi dolabınızı parfümlemeyi unutmayın.
Coco Chanel“Öpülmek istediğiniz yeri parfümleyin”
Estée Lauder “Parfümü, kolunuzu yukarı kaldırıp tam önünüze sıkın ve yarattığınız koku bulutunun içine girin. Böylece binlerce parfüm molekülü vücudunuzun her yerine konacaktır”
Nerelerde Ve Ne Şekilde Kullanmalıyız
Vücut
Parfümler kokularını yaymak için sıcaklık, hareket gibi faktörlere ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle parfüm sürmek açısından vücudun bazı bölgeleri ayrıcalıklıdır:
Sıcak ve nemli noktalar. Koltuk altları, göğüs araları, ense, kulak arkaları ve göbek.
Kanın fazla pompalandığı noktalar. Bilek içleri, şakaklar ve boyun. Hareketli noktalar. Dirsekler ve diz içleri.
Saçlar
Saçınızı parfümlemek istiyorsanız, öncelikle temiz olmalarına dikkat edin. Kokuların birbirine karışmaması için şampuanınızı kokusuz olanlar arasından seçin. Saçlarınız kısa ise saç diplerinize, uzun ise uçlarına sıkmanız yeterli olacaktır.
Küçük bir Öneri:
Saçınızı fırçalamadan önce fırçanıza biraz parfüm sıkın.
Giysiler
Parfümler pamuklu, yünlü gibi doğal lifle dokunmuş kumaşlarda çok kalıcıdır ve rahat yayılır. Sentetik liflerde yayılımı ve kalıcılığı azdır. Parfümün en kalıcı olduğu dokular ise kürkler ve muslin kumaştan yapılmış eşarplardır. Giysiler parfümlenebilir ama gelişigüzel değil:
- Parfümünüzü ceket ve mantoların astarlarına, etek ve elbiselerin etek baskılarına sıkın.
- Asla giysilerinizi farklı parfümler sıkmayın. Üst üste sıkılan parfümlerin molekülleri iyi bir karışım oluşturmaz ve kötü bir etki uyandırır.
- İpekli giysilerinize parfüm sıkmayın, kalıcı lekeler bırakır.
- Eğer parfümünüzü sık sık değiştiriyorsanız, sadece vücudunuzu parfümlemekle yetinin. Koku zaten giysilerinize de sinecektir.
- Mücevher ve özellikle incilerinizin yakınında parfüm kullanmayın: Parfümlerdeki alkol mücevherlerin parlaklığını yok eder ve incileri sarartabilir.
- Giysi dolabınızı parfümlemeyi unutmayın.
28 Ağustos 2010 Cumartesi
Portakal Diyeti
Milâdî 745 yılında Orta Asya'da kurulan Uygur Devleti, Türk kültür tarihinde önemli bir yer tutar. Bu devlet İran kültürünün etkisiyle Aramî alfabesini kabul etmiş, Türk dilinde tarihte ilk defa kitaba bağlı yazılı bir Türk edebiyatı meydana getirmiştir. Bu devlet döneminde Türkçe, bürokrasi dili haline gelmiş, devletin resmî yazışmaları Türkçe yapıldığı gibi, Sanskritçeden, Çinceden Türkçeye kitaplar tercüme edilmiştir. Uygurlar onuncu asırda batı komşuları Doğu Karahanlıları da etkilemişler, bu devlette yazışmalar Uygur harfleriyle Türkçe olarak yapılmıştır. On üçüncü yüzyılda Moğollar da devlet işlerinde Uygur asıllı kâtipler bulundurmuşlardır. Bu kâtipler vasıtasıyla Türk kültürü Çin'i, İran'ı, hatta Kore'yi etkilemiştir.
Kur'an dışında Arapça ilk kitaplar VIII. asrın başlarında; Farsça kitaplar ise, X. yüzyılda Samaniler döneminde meydana getirilmeye başlanmıştır. Bir rivayete göre, Kur'an Türkçeye bu yüzyılda çevrilmiştir. Günümüzde Meşhed Kütüphanesi'nde Gazneli Mahmud'un (öl.1030) annesi için çevrildiği bilinen Türkçe bir Kur'an tercümesi parçası vardır. Yine, onuncu yüzyılda Uygurların saraylarında Uygur harfli kitaplar görülür. XI. asırda Doğu Karahanlıların resmî dili Türkçe olmaya devam etti. Bu yüzyılda Kaşgar'da yaşayan Yusuf Has Hacib, 1069 yılında Türkçe manzum olarak "Kudadgu-Bilig" adlı önemli bir eser yazdı.
Anadolu'ya XI.-XII. yüyıllarda Türkler'in yerleşmesiyle Anadolu, İran, Suriye ve Irak'taki Selçuklu saraylarında, ordugâhlarda, Türk halkı arasında Türkçe konuşulmasına rağmen devlet, resmî yazışmalarında Arapça ve Farsça kullandı. Uzun süren savaşlar, Anadolu halkı arasında anonim Türkçe destanlarını meydana getirdi. "Danişmend Gazi destanı", "Battal Gazi destanı", "Dede Korkut destanı" bu gibi eserlerdendir.
- Elimizde bulunan ve müellifi bilinen Anadolu'da yazılmış en eski kitap "Tuhfe-i Mubarrizî" adlı tıp kitabıdır.
- Müellifi, Harezm asıllı bir tabip olan Hakîm Bereket'tir.
- Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflaması sonucu bağımsızlıklarını ilan eden Beylikler, devlet işlerinde Türkçe kullanılmasını teşvik ettiler. Bunlardan Karamanoğulları Beyliğinin başındaki Karamanoğlu Mehmed Bey, 1276 yılında Konya'yı ele geçirince devlet işlerinde Türkçe'nin kullanılmasını emretti.
- nadolu'daki diğer beylikler de aynı yolu izlediler. 1299 yılında Osmanlı Beyliğinin kurulmasından sonra da Türkçe gelişti. XV. asırda Türkçe, Osmanlılarla batıda, Timurlularla doğuda bir bürokrasi ve ilim dili oldu.
- Sultan Veled'in (öl.1312) çeşitli şiirleri Türkçe idi. Önemli eserlerden biri de Hacı Bektaş Veli'nin (öl.1271) "Makalât"ıdır. Yunus Emre'nin (öl.1325 civarı) "Divan"ı; Ahmed Fakih'in (öl.1231) "Çarhnâme" adlı manzum eseri; ?Ali'nin "Kıssa-i Yusuf"unu da hatırlatmak gerekir
- XIV. asırda Türkçe gelişmesine devam etti
Gerek Osmanlılar, gerek Anadolu beyleri Türkçe'yi korudular. Öyle ki, Orhan Gazi vakfiyesini Türkçe olarak yazdı.
XIV. asırda Osmanlılar adına Türkçe yazılan ve Türkçeye tercüme edilen kitapların sayısı 40'tan fazladır.
Bu devirde Türkçe kitap yazanlar arasında "Mantıku't-tayr"ın mütercimi Gülşehrî; "Merzuban-nâme" ve "Kâbus-nâme" mütercimi Şeyhoğlu; "Garib-nâme"nin yazarı Aşık Paşa;
"Envaru'l-aşikîn", "Ahmediye" ve "Acaibu'l-mahlukât tercümesi" adlı kitapların sahibi Ahmed Bican ve Ahmed-i Dai gibi ünlü kişiler sayılabilir.
XV. asırda Anadolu'da Türkçe yüzden fazla eser yazıldı
Türkçe, bağımsız bir bürokrasi ve ilim dili, Arapça ve Farsçanın yanı sıra İslâm dünyasının üçüncü büyük kültür dili olmuştur.
Bu asırdan sonra Türkçe telif ve tercüme, artarak sürmüştür.
Mayın temizleme ihalesini bu kadar tepkiden sonra İsrail firması almayabilir. Bu demek değildir ki
Mayın temizleme işinden sonra bu alanda tarım yapacak tarım işçilerinin barınmaları için haklı olarak Suriye ile Türkiye arasında
510 Km boyunca yerleşim alanları oluşturulacaktır. Bu yerleşim alanlarına bizim köylülerin yerleşeceğini düşünmek enayilik olsa gerek.
Bu aşamadan sonra Türkiye ve Suriye arasına yerleşen Yahudiler buradan her iki ülkeyi rahat rahat karıştırabileceklerdir.
Kendilerine daha rahat hareket edebilme imkânı sağlanan İsrail gizli servisi tarla faresi kılığında elini kolunu sallayarak
faaliyetlerini yürüterek, her iki ülkede de etnik ayrıştırmayı körükleyerek iç karışıklık çıkarılacaktır.
İsrail devletinin kuruluşu 19. Yüzyılda dağınık bir şekilde yaşayan Yahudilerin İngiltere’de vaad edilen topraklar üzerinde
bir Yahudi devleti kurmak için bir araya gelmeleri ile başlar. İngiliz hükümetinin desteğini de alan Yahudiler
İngiliz hükümetine 1848 yılında bir tamim yayınlatarak Filistin deki İngiliz konsolosluğunu Yahudileri korumakla görevlendirir.
1870 li yıllara gelindiğinde vaad edilmiş topraklarda devlet kurmak isteyen Yahudi hareketin merkezi Rusya ya kayar ve
Theodore Herlz bu hareketin başına geçer. Yahudi devletinin ancak kutsal topraklar üzerinde kurulacağına inanan
yahudiye yetecek kadar büyüklükte toprak almayı planlamaktadır.
1870 Yılından itibaren Filistin’de toprak alarak tarımsal faaliyetlere başlayan Yahudiler küçük küçük
Yahudi yerleşim alanları oluşturmaya başlarlar. 1896 yılına gelindiğinde Filistin toprakları üzerinde Yahudilere ait 17 tarım kolonisi kurulmuştur.
Filistin toprakları üzerinde iyice yerleşen Yahudiler Abdulhamid Han’a bazı tekliflerde bulunarak Aristokratik Cumhuriyet kurmak için izin isterler.
Devlet kurma izni karşılığından Borç batağında olan Osmanlıya tüm borçlarını ödemek, Filistin de Osmanlılar için savaş üssü kurmak
Osmanlının Avrupa’daki dış siyasetine destek vermek ve Filistin de Türk öğrencilerin okuyacağı üniversite
bana değil milletime aittir. Milletim bu Devleti kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır.
O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehid
düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk Devleti bana ait değildir.
Türk milletinindir ve ben onun hiçbir parçasını veremem." diye cevap vermiştir.
Abdulhamid Han’ın red cevabına rağmen devlet kurma ısrarlarını devam ettiren Yahudiler 1908 Meşrutiyetinden
sonra çıkarılan kanunlarla hızlı bir şekilde toprak almaya devam etmişlerdir.
İngiliz mandası altındaki Filistin toprakları belfor planı çerçevesinde hızlı bir şekilde el değiştirerek Araplardan alınarak Yahudilere verilir. Bu durumu fark eden Araplar protesto eylemlerine başlarlar. 1929 yılında Kudüslü Araplar ile Yahudiler arasında on beş gün süren kanlı çarpışmalar olur. Devam eden süreçte Filistine Yahudi göçü devam eder.
İkinci dünya savaşından sonra İngiltere’nin sonra Amerikanın desteğini de alan Yahudiler Filistin meselesini Birleşmiş milletlere götürerek meselenin çözülmesini istedi. Birleşmiş Milletler 1947 Yılında Filistin’in biri Yahudi diğeri Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına Kudüs’ün ise Birleşmiş Milletler denetimine bırakılmasına karar verdi.
Birleşmiş milletlerin kararından tatmin olmayan Araplar ile Yahudiler arasında iç savaş çıktı. 14 mayıs 1948 İngiliz mandasının sona ermesi üzerine David Ben Gurion bağımsız İsrail Devletinin kurulduğunu açıkladı.
Bağımsız İsrail devletinin kurulmasını kabul etmeyen Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak İsrail’e savaş açtı. İsrail bir yıl süren savaşta Yetmiş Beş bin askeri olmasına rağmen beş Arap devletini yenerek topraklarını daha da genişletti.
1967 Yılına gelindiğinde Mısır birliklerinin Şarmel Şeyhi işgal etmeleri üzerine 2. İsrail Arap savaşı çıktı. Çok kısa süren bu savaşı da Arap ülkelerinin mağlubiyeti ile sonuçlandı ve İsrail Kudüsün tamamını, Sina Yarımadasını ve Suriye’nin güney batı kesimini ele geçirdi.
Hemen hemen islam dünyasında yazılan her eserden, Türkçe eserler meydana getirilmiştir. Bunlar: din ve dil ilimleri, tarih, coğrafya, felsefe, riyaziyat, fizik, kimya, tıp, zooloji, botanik, sihir, rüya tabiri konulu ve ansiklopedik eserlerdir.
Milâdî 745 yılında Orta Asya'da kurulan Uygur Devleti, Türk kültür tarihinde önemli bir yer tutar. Bu devlet İran kültürünün etkisiyle Aramî alfabesini kabul etmiş, Türk dilinde tarihte ilk defa kitaba bağlı yazılı bir Türk edebiyatı meydana getirmiştir. Bu devlet döneminde Türkçe, bürokrasi dili haline gelmiş, devletin resmî yazışmaları Türkçe yapıldığı gibi, Sanskritçeden, Çinceden Türkçeye kitaplar tercüme edilmiştir. Uygurlar onuncu asırda batı komşuları Doğu Karahanlıları da etkilemişler, bu devlette yazışmalar Uygur harfleriyle Türkçe olarak yapılmıştır. On üçüncü yüzyılda Moğollar da devlet işlerinde Uygur asıllı kâtipler bulundurmuşlardır. Bu kâtipler vasıtasıyla Türk kültürü Çin'i, İran'ı, hatta Kore'yi etkilemiştir.
Kur'an dışında Arapça ilk kitaplar VIII. asrın başlarında; Farsça kitaplar ise, X. yüzyılda Samaniler döneminde meydana getirilmeye başlanmıştır. Bir rivayete göre, Kur'an Türkçeye bu yüzyılda çevrilmiştir. Günümüzde Meşhed Kütüphanesi'nde Gazneli Mahmud'un (öl.1030) annesi için çevrildiği bilinen Türkçe bir Kur'an tercümesi parçası vardır. Yine, onuncu yüzyılda Uygurların saraylarında Uygur harfli kitaplar görülür. XI. asırda Doğu Karahanlıların resmî dili Türkçe olmaya devam etti. Bu yüzyılda Kaşgar'da yaşayan Yusuf Has Hacib, 1069 yılında Türkçe manzum olarak "Kudadgu-Bilig" adlı önemli bir eser yazdı.
Anadolu'ya XI.-XII. yüyıllarda Türkler'in yerleşmesiyle Anadolu, İran, Suriye ve Irak'taki Selçuklu saraylarında, ordugâhlarda, Türk halkı arasında Türkçe konuşulmasına rağmen devlet, resmî yazışmalarında Arapça ve Farsça kullandı. Uzun süren savaşlar, Anadolu halkı arasında anonim Türkçe destanlarını meydana getirdi. "Danişmend Gazi destanı", "Battal Gazi destanı", "Dede Korkut destanı" bu gibi eserlerdendir.
- Elimizde bulunan ve müellifi bilinen Anadolu'da yazılmış en eski kitap "Tuhfe-i Mubarrizî" adlı tıp kitabıdır.
- Müellifi, Harezm asıllı bir tabip olan Hakîm Bereket'tir.
- Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflaması sonucu bağımsızlıklarını ilan eden Beylikler, devlet işlerinde Türkçe kullanılmasını teşvik ettiler. Bunlardan Karamanoğulları Beyliğinin başındaki Karamanoğlu Mehmed Bey, 1276 yılında Konya'yı ele geçirince devlet işlerinde Türkçe'nin kullanılmasını emretti.
- nadolu'daki diğer beylikler de aynı yolu izlediler. 1299 yılında Osmanlı Beyliğinin kurulmasından sonra da Türkçe gelişti. XV. asırda Türkçe, Osmanlılarla batıda, Timurlularla doğuda bir bürokrasi ve ilim dili oldu.
- Sultan Veled'in (öl.1312) çeşitli şiirleri Türkçe idi. Önemli eserlerden biri de Hacı Bektaş Veli'nin (öl.1271) "Makalât"ıdır. Yunus Emre'nin (öl.1325 civarı) "Divan"ı; Ahmed Fakih'in (öl.1231) "Çarhnâme" adlı manzum eseri; ?Ali'nin "Kıssa-i Yusuf"unu da hatırlatmak gerekir
- XIV. asırda Türkçe gelişmesine devam etti
Gerek Osmanlılar, gerek Anadolu beyleri Türkçe'yi korudular. Öyle ki, Orhan Gazi vakfiyesini Türkçe olarak yazdı.
XIV. asırda Osmanlılar adına Türkçe yazılan ve Türkçeye tercüme edilen kitapların sayısı 40'tan fazladır.
Bu devirde Türkçe kitap yazanlar arasında "Mantıku't-tayr"ın mütercimi Gülşehrî; "Merzuban-nâme" ve "Kâbus-nâme" mütercimi Şeyhoğlu; "Garib-nâme"nin yazarı Aşık Paşa;
"Envaru'l-aşikîn", "Ahmediye" ve "Acaibu'l-mahlukât tercümesi" adlı kitapların sahibi Ahmed Bican ve Ahmed-i Dai gibi ünlü kişiler sayılabilir.
XV. asırda Anadolu'da Türkçe yüzden fazla eser yazıldı
Türkçe, bağımsız bir bürokrasi ve ilim dili, Arapça ve Farsçanın yanı sıra İslâm dünyasının üçüncü büyük kültür dili olmuştur.
Bu asırdan sonra Türkçe telif ve tercüme, artarak sürmüştür.
Mayın temizleme ihalesini bu kadar tepkiden sonra İsrail firması almayabilir. Bu demek değildir ki
Mayın temizleme işinden sonra bu alanda tarım yapacak tarım işçilerinin barınmaları için haklı olarak Suriye ile Türkiye arasında
510 Km boyunca yerleşim alanları oluşturulacaktır. Bu yerleşim alanlarına bizim köylülerin yerleşeceğini düşünmek enayilik olsa gerek.
Bu aşamadan sonra Türkiye ve Suriye arasına yerleşen Yahudiler buradan her iki ülkeyi rahat rahat karıştırabileceklerdir.
Kendilerine daha rahat hareket edebilme imkânı sağlanan İsrail gizli servisi tarla faresi kılığında elini kolunu sallayarak
faaliyetlerini yürüterek, her iki ülkede de etnik ayrıştırmayı körükleyerek iç karışıklık çıkarılacaktır.
İsrail devletinin kuruluşu 19. Yüzyılda dağınık bir şekilde yaşayan Yahudilerin İngiltere’de vaad edilen topraklar üzerinde
bir Yahudi devleti kurmak için bir araya gelmeleri ile başlar. İngiliz hükümetinin desteğini de alan Yahudiler
İngiliz hükümetine 1848 yılında bir tamim yayınlatarak Filistin deki İngiliz konsolosluğunu Yahudileri korumakla görevlendirir.
1870 li yıllara gelindiğinde vaad edilmiş topraklarda devlet kurmak isteyen Yahudi hareketin merkezi Rusya ya kayar ve
Theodore Herlz bu hareketin başına geçer. Yahudi devletinin ancak kutsal topraklar üzerinde kurulacağına inanan
yahudiye yetecek kadar büyüklükte toprak almayı planlamaktadır.
1870 Yılından itibaren Filistin’de toprak alarak tarımsal faaliyetlere başlayan Yahudiler küçük küçük
Yahudi yerleşim alanları oluşturmaya başlarlar. 1896 yılına gelindiğinde Filistin toprakları üzerinde Yahudilere ait 17 tarım kolonisi kurulmuştur.
Filistin toprakları üzerinde iyice yerleşen Yahudiler Abdulhamid Han’a bazı tekliflerde bulunarak Aristokratik Cumhuriyet kurmak için izin isterler.
Devlet kurma izni karşılığından Borç batağında olan Osmanlıya tüm borçlarını ödemek, Filistin de Osmanlılar için savaş üssü kurmak
Osmanlının Avrupa’daki dış siyasetine destek vermek ve Filistin de Türk öğrencilerin okuyacağı üniversite
bana değil milletime aittir. Milletim bu Devleti kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır.
O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehid
düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk Devleti bana ait değildir.
Türk milletinindir ve ben onun hiçbir parçasını veremem." diye cevap vermiştir.
Abdulhamid Han’ın red cevabına rağmen devlet kurma ısrarlarını devam ettiren Yahudiler 1908 Meşrutiyetinden
sonra çıkarılan kanunlarla hızlı bir şekilde toprak almaya devam etmişlerdir.
İngiliz mandası altındaki Filistin toprakları belfor planı çerçevesinde hızlı bir şekilde el değiştirerek Araplardan alınarak Yahudilere verilir. Bu durumu fark eden Araplar protesto eylemlerine başlarlar. 1929 yılında Kudüslü Araplar ile Yahudiler arasında on beş gün süren kanlı çarpışmalar olur. Devam eden süreçte Filistine Yahudi göçü devam eder.
İkinci dünya savaşından sonra İngiltere’nin sonra Amerikanın desteğini de alan Yahudiler Filistin meselesini Birleşmiş milletlere götürerek meselenin çözülmesini istedi. Birleşmiş Milletler 1947 Yılında Filistin’in biri Yahudi diğeri Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına Kudüs’ün ise Birleşmiş Milletler denetimine bırakılmasına karar verdi.
Birleşmiş milletlerin kararından tatmin olmayan Araplar ile Yahudiler arasında iç savaş çıktı. 14 mayıs 1948 İngiliz mandasının sona ermesi üzerine David Ben Gurion bağımsız İsrail Devletinin kurulduğunu açıkladı.
Bağımsız İsrail devletinin kurulmasını kabul etmeyen Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak İsrail’e savaş açtı. İsrail bir yıl süren savaşta Yetmiş Beş bin askeri olmasına rağmen beş Arap devletini yenerek topraklarını daha da genişletti.
1967 Yılına gelindiğinde Mısır birliklerinin Şarmel Şeyhi işgal etmeleri üzerine 2. İsrail Arap savaşı çıktı. Çok kısa süren bu savaşı da Arap ülkelerinin mağlubiyeti ile sonuçlandı ve İsrail Kudüsün tamamını, Sina Yarımadasını ve Suriye’nin güney batı kesimini ele geçirdi.
Hemen hemen islam dünyasında yazılan her eserden, Türkçe eserler meydana getirilmiştir. Bunlar: din ve dil ilimleri, tarih, coğrafya, felsefe, riyaziyat, fizik, kimya, tıp, zooloji, botanik, sihir, rüya tabiri konulu ve ansiklopedik eserlerdir.
Kırmızı üzüm diyeti
Üzüm diyeti, mevsim değişimlerinde vücudun tüm ihtiyacını karşılayacak kadar dengeli ve pratik bir diyet. Toksinlerden arınıp bol enerji depolayarak 3 günde 3 kilo verebilir, vücudunuzu değişen hava ve yaşam şartlarına hazırlayabilirsiniz.
1.Gün
Üzüm diyetini sıkı bir beslenme programı olarak algılayabilirsiniz. Ancak başladıktan sonra sandığınız kadar zahmetli olmadığını siz de fark edeceksiniz. Aşmanız gereken en zor engel, birinci gün. İkinci ve üçüncü günlerin daha rahat geçeceğinden emin olabilirsiniz.
Uyanınca
1 bardak ılık su
Kahvaltı
1 bardak üzüm suyu + Sütlü yulaf ezmesi + 1 kaşık bal
Ara öğünler
1 bardak ılık su + 1 bardak üzüm suyu
Öğle ve akşam
1 bardak üzüm suyu + Sütlü yulaf ezmesi + 1 kaşık bal
Yatmadan önce
1 bardak ılık su + 1 bardak üzüm suyu
2. Gün
Kendinizi bugün biraz daha iyi hissedeceksiniz. Çünkü üç ana öğün de oldukça doyurucu. Şişkinlik hissetmemek için, uzun uzun çiğneyerek yemek yemenin tadını çıkarın. Sakın vazgeçmeyin, yolun yarısını aştınız bile, geriye sadece bir gün kaldı. Unutmayın ki sonunda kazanan siz olacaksınız.
Uyanınca
1 bardak ılık su
Kahvaltı
1 kase haşlanmış üzüm + Haşlanmış pirinç + 1 kase light yoğurt ve 1 kaşık bal
Ara öğünler
1 bardak ılık su
Öğle ve akşam
1 kase haşlanmış üzüm + Haşlanmış pirinç + 1 kase light yoğurt ve 1 kaşık bal
İkindi
1 bardak su
Yatmadan önce
1 bardak ılık su
3. Gün
Çetin sandığınız damak savaşınız nihayet bitiyor. İtiraf edin ki o kadar da güç değildi. Sonuçta kilolar eridi, vücudunuz temizlendi ve yeni bir mevsime toksinlerden arınmış olarak giriyorsunuz.
Uyanınca
1 bardak ılık su
Kahvaltı
Tavuk suyuna çorba + 1 salkım üzüm + 1 sandviç ekmeği
Ara öğünler
1 bardak ılık su
Öğle ve akşam
Tavuk suyuna çorba + 1 salkım üzüm + beyaz peynir (öğle) + ızgara tavuk (akşam) + 1 sandviç ekmeği
Yatmadan önce
1 bardak ılık su
1.Gün
Üzüm diyetini sıkı bir beslenme programı olarak algılayabilirsiniz. Ancak başladıktan sonra sandığınız kadar zahmetli olmadığını siz de fark edeceksiniz. Aşmanız gereken en zor engel, birinci gün. İkinci ve üçüncü günlerin daha rahat geçeceğinden emin olabilirsiniz.
Uyanınca
1 bardak ılık su
Kahvaltı
1 bardak üzüm suyu + Sütlü yulaf ezmesi + 1 kaşık bal
Ara öğünler
1 bardak ılık su + 1 bardak üzüm suyu
Öğle ve akşam
1 bardak üzüm suyu + Sütlü yulaf ezmesi + 1 kaşık bal
Yatmadan önce
1 bardak ılık su + 1 bardak üzüm suyu
2. Gün
Kendinizi bugün biraz daha iyi hissedeceksiniz. Çünkü üç ana öğün de oldukça doyurucu. Şişkinlik hissetmemek için, uzun uzun çiğneyerek yemek yemenin tadını çıkarın. Sakın vazgeçmeyin, yolun yarısını aştınız bile, geriye sadece bir gün kaldı. Unutmayın ki sonunda kazanan siz olacaksınız.
Uyanınca
1 bardak ılık su
Kahvaltı
1 kase haşlanmış üzüm + Haşlanmış pirinç + 1 kase light yoğurt ve 1 kaşık bal
Ara öğünler
1 bardak ılık su
Öğle ve akşam
1 kase haşlanmış üzüm + Haşlanmış pirinç + 1 kase light yoğurt ve 1 kaşık bal
İkindi
1 bardak su
Yatmadan önce
1 bardak ılık su
3. Gün
Çetin sandığınız damak savaşınız nihayet bitiyor. İtiraf edin ki o kadar da güç değildi. Sonuçta kilolar eridi, vücudunuz temizlendi ve yeni bir mevsime toksinlerden arınmış olarak giriyorsunuz.
Uyanınca
1 bardak ılık su
Kahvaltı
Tavuk suyuna çorba + 1 salkım üzüm + 1 sandviç ekmeği
Ara öğünler
1 bardak ılık su
Öğle ve akşam
Tavuk suyuna çorba + 1 salkım üzüm + beyaz peynir (öğle) + ızgara tavuk (akşam) + 1 sandviç ekmeği
Yatmadan önce
1 bardak ılık su
26 Ağustos 2010 Perşembe
Besin ayırarak kilo vermek
Besin maddelerini ‘ayrıştırarak’ diyet uygulama kavramını ortaya koyan kişi, belki çoğunuzun bildiği gibi Michel Montignac. Ağız tadından fedakarlık yapmadan ve yedikçe zayıflatan bu yöntemde, gıdalar sınıflandırılıyor. Enerji veren proteinler, glusitler ve yağlarla, enerjik olmayan vitamin, mineral, oligo elementler, lifler ve su aynı anda alınmıyor. Burada vereceğimiz diyet programına göre, iki haftada en az 7-8 kilo verebilirsiniz.
1. Gün
Sabah Bir dilim karpuz ve bir dilim light ekmek
Öğlen 200 gram light yoğurt ve salata (istenilen miktarda)
Akşam Patates salatası; 150 gram patates, domates, biber, marul, soğan ve kimyonla hazırlanabilir.
Gece Cacık; 200 gram light yoğurt ve bir adet salatalıkla yapılmış.
2. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, mantarlı omlet; iki yumurta akı ve bir yumurta sarısı ile yağsız teflon tavada
Öğlen 250 gram karpuz ve bir dilim light ekmek
Akşam 200 gram biftek, balık veya tavuk göğüs ile salata
Gece İki adet salatalık
3. Gün
Sabah 250 gram karpuz ve bir dilim light ekmek
Öğlen Salata ve peynirli omlet; 30 gram beyaz peynir, iki yumurta akı ve bir yumurta sarısıyla yapılmış
Akşam Salata, light ekmek, zeytinyağlı fasulye; bir çorba kaşığı sıvı yağ kullanılarak hazırlanmış
Gece Cacık; 200 gram light yoğurt ve bir adet salatalıkla yapılmış
4. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, 60 gram beyazpeynir, domates, salatalık ve biber
Öğlen Çılbır; iki yumurta akı ve bir yumurta sarısı ile 200 gram light yoğurtla hazırlanabilir.
Akşam Salata ve 200 gram tavuk göğüs veya biftek sote (biber ve soğan eklenebilir)
5. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, istendiği kadar közlenmiş biber, salatalık ve bir dilim kızarmış beyaz ekmek
Öğlen 200 gram balık, tavuk göğüs veya biftekle salata
Akşam Salata, fırında veya güveçte yağsız türlü sebze; mantar, patlıcan, kabak, taze fasulye, domates, biber ve soğan kullanılabilir.
Gece 250 gr. karpuz
6. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, 60 gram iki kibrit kutusu ölçüsünde beyazpeynir, domates, salatalık ve biber
Öğlen 250 gram karpuz ve bir dilim light ekmek
Akşam Közlenmiş patlıcanla istenildiği kadar salata ve bir dilim light ekmek
Gece Cacık; 200 gram yoğurt ve bir adet salatalıkla yapılmış
7. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, iki adet haşlanmış yumurta
Öğlen Mantar sote, salata ve bir dilim light ekmek
Akşam 250 gram karpuzla bir dilim light ekmek
Gece Cacık; 200 gram light yoğurt ve bir adet salatalıkla yapılmış
1. Gün
Sabah Bir dilim karpuz ve bir dilim light ekmek
Öğlen 200 gram light yoğurt ve salata (istenilen miktarda)
Akşam Patates salatası; 150 gram patates, domates, biber, marul, soğan ve kimyonla hazırlanabilir.
Gece Cacık; 200 gram light yoğurt ve bir adet salatalıkla yapılmış.
2. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, mantarlı omlet; iki yumurta akı ve bir yumurta sarısı ile yağsız teflon tavada
Öğlen 250 gram karpuz ve bir dilim light ekmek
Akşam 200 gram biftek, balık veya tavuk göğüs ile salata
Gece İki adet salatalık
3. Gün
Sabah 250 gram karpuz ve bir dilim light ekmek
Öğlen Salata ve peynirli omlet; 30 gram beyaz peynir, iki yumurta akı ve bir yumurta sarısıyla yapılmış
Akşam Salata, light ekmek, zeytinyağlı fasulye; bir çorba kaşığı sıvı yağ kullanılarak hazırlanmış
Gece Cacık; 200 gram light yoğurt ve bir adet salatalıkla yapılmış
4. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, 60 gram beyazpeynir, domates, salatalık ve biber
Öğlen Çılbır; iki yumurta akı ve bir yumurta sarısı ile 200 gram light yoğurtla hazırlanabilir.
Akşam Salata ve 200 gram tavuk göğüs veya biftek sote (biber ve soğan eklenebilir)
5. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, istendiği kadar közlenmiş biber, salatalık ve bir dilim kızarmış beyaz ekmek
Öğlen 200 gram balık, tavuk göğüs veya biftekle salata
Akşam Salata, fırında veya güveçte yağsız türlü sebze; mantar, patlıcan, kabak, taze fasulye, domates, biber ve soğan kullanılabilir.
Gece 250 gr. karpuz
6. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, 60 gram iki kibrit kutusu ölçüsünde beyazpeynir, domates, salatalık ve biber
Öğlen 250 gram karpuz ve bir dilim light ekmek
Akşam Közlenmiş patlıcanla istenildiği kadar salata ve bir dilim light ekmek
Gece Cacık; 200 gram yoğurt ve bir adet salatalıkla yapılmış
7. Gün
Sabah Çay veya ıhlamur, iki adet haşlanmış yumurta
Öğlen Mantar sote, salata ve bir dilim light ekmek
Akşam 250 gram karpuzla bir dilim light ekmek
Gece Cacık; 200 gram light yoğurt ve bir adet salatalıkla yapılmış
24 Ağustos 2010 Salı
3 Ayda 20 kilo Vermek
Ünlülerin diyetisyeni Selahattin Dönmez: 2009 yılı American İNDİGO DERGİSİ mart sayısında yayınlanan bir makalede bitki çaylarının zayıflama üzerindeki olumlu sonuçlarına yer verilmişti. Ben, bir diyetisyen olarak kilo problemi yaşayan hastalara bitki çaylarını öneriyorum. Peki, nedir bu bitki çayları? Her şifalı ot, zayıflamaya yardımcı olur mu? Tabii ki bu mümkün değil. Doğal ortamda yetişen kekik, yeşil çay, biberiye, mate ve funda yaprağının ortak bir özelliği var. O da şu: Bu bitki yaprakları kış aylarında insan vücudunda biriken toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor. Ama bu diyetin yanında gün içerisinde alınan besinlere çok dikkat etmek gerekir. Eğer sıkı bir gıda diyetinin yanında günlük iki ya da üç bardak taze demlenmiş bitki çayları da kullanılırsa kilo vermeye yardımcı olur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise bu bitkilerin bir uzman kontrolünde alınmasıdır.
21 Ağustos 2010 Cumartesi
Formda Kalma Egsersizleri
Yaza formda girmek isteyenler için formda kalma egzersizleri uygulanabilir.Bu egzersizler; bel egzersizi, karın egzersizi, kalça egzersizi, sırf egzersizi, kas egzersizi gibi birçok farklı hareketle yapılabilir
Yaz gelmek üzere. Evde yapabileceğiniz kolay hareketlerle sizde yaza ince bir vücutla ya da formunuz yerindeyse kilo almadan girebilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey sabırla ve gayretle bu egzersizleri uygulamak. Bu egzersizler sorunlu bölgeleriniz olan bel , karın , kalça , bacak , göğüs ve sırttaki kaslarınızı çalıştırarak yağ yakımını kolaylaştıracak.
Bel Egzersizi : Dirseklerinizin üzerine abanarak yüzükoyun uzanın ve bacaklarınızı kalçanıza doğru kıvırın. Bu hareketle belinizi esnetirken aynı zamanda başınızı sağa ve sola doğru çevirerek sırtınıza da egzersiz yapmış olursunuz.
Karın Egzersizi : Bacaklarınızı düz bir şekilde uzatarak parmak uçlarınızı gergin tutun. Biraz yukarıya doğru kaldırarak birkaç saniye öylece kalın ve bırakın. Karın kaslarınız harekete geçer.
Kalça ve Bacak Egzersizi : Ayakta durarak tek bacağınızı iki elinizle dizinizden vücudunuza doğru çekerek bacağınızı esnetin diğer bacağınıza da aynı pozisyonu uygulayın. Vücudunuzla birlikte dengenizi de sağlayacaksınız.
Ağırlığınızı belinizin üzerine vererek bacaklarınızı yukarı doğru indirip kaldırarak düz bir pozisyona getirin. Bu da baldırlarınızı çalıştırmaya yardımcı olacaktır.
Sırt üstü uzanın , ellerinizi iki yana uzatıp dizlerinizi bükerek kalçanızı yukarı doğru kaldırın , dizlerinizle aynı hizada olmalıdır. Bu egzersiz de kalça için çok iyidir.
Sırt egzersizi : Topuklarınızın üzerine oturun ellerinizi öne doğru uzatarak yüzünüz yere dönük vaziyette ama yer değmeden durun. Sırtınızı ve bel bölgenizi gererek kendinizi esnetin.
Yan Kaslar Egzersizi : Yere bağdaş kurar gibi oturun , bacaklarınızı vücudunuza çekerek kollarınızı başınızın üzerinde birleştirin ve sağa sola doğru hareketler yapın. Sırtınızın esnediğini ve yan taraflarınızın çalıştığını hissedeceksiniz.
Göğüs Egzersizi : Ellerinizin üzerinde yüzükoyun yere uzanın , ayak parmaklarınızı gerginleştirerek destek alın , ellerinizin üzerinde vücudunuzu kaldırarak bu egzersize devam edin.
Aynı pozisyonda durup bu defa dizlerinizi yere koyarak vücudunuzu kaldırın. Bu egzersizler de göğüs kaslarınızı çalıştıracaktır.
Bu egzersizler ile birlikte kalori kontrolünü de sağlamanız gerekir. Düzenli diyetlerle birlikte yapılırsa daha etkili sonuçlara ulaşmış olursunuz. Yağ birikimi en çok karın bölgesinde olur bir an önce eritmeye ne dersiniz
Yaz gelmek üzere. Evde yapabileceğiniz kolay hareketlerle sizde yaza ince bir vücutla ya da formunuz yerindeyse kilo almadan girebilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey sabırla ve gayretle bu egzersizleri uygulamak. Bu egzersizler sorunlu bölgeleriniz olan bel , karın , kalça , bacak , göğüs ve sırttaki kaslarınızı çalıştırarak yağ yakımını kolaylaştıracak.
Bel Egzersizi : Dirseklerinizin üzerine abanarak yüzükoyun uzanın ve bacaklarınızı kalçanıza doğru kıvırın. Bu hareketle belinizi esnetirken aynı zamanda başınızı sağa ve sola doğru çevirerek sırtınıza da egzersiz yapmış olursunuz.
Karın Egzersizi : Bacaklarınızı düz bir şekilde uzatarak parmak uçlarınızı gergin tutun. Biraz yukarıya doğru kaldırarak birkaç saniye öylece kalın ve bırakın. Karın kaslarınız harekete geçer.
Kalça ve Bacak Egzersizi : Ayakta durarak tek bacağınızı iki elinizle dizinizden vücudunuza doğru çekerek bacağınızı esnetin diğer bacağınıza da aynı pozisyonu uygulayın. Vücudunuzla birlikte dengenizi de sağlayacaksınız.
Ağırlığınızı belinizin üzerine vererek bacaklarınızı yukarı doğru indirip kaldırarak düz bir pozisyona getirin. Bu da baldırlarınızı çalıştırmaya yardımcı olacaktır.
Sırt üstü uzanın , ellerinizi iki yana uzatıp dizlerinizi bükerek kalçanızı yukarı doğru kaldırın , dizlerinizle aynı hizada olmalıdır. Bu egzersiz de kalça için çok iyidir.
Sırt egzersizi : Topuklarınızın üzerine oturun ellerinizi öne doğru uzatarak yüzünüz yere dönük vaziyette ama yer değmeden durun. Sırtınızı ve bel bölgenizi gererek kendinizi esnetin.
Yan Kaslar Egzersizi : Yere bağdaş kurar gibi oturun , bacaklarınızı vücudunuza çekerek kollarınızı başınızın üzerinde birleştirin ve sağa sola doğru hareketler yapın. Sırtınızın esnediğini ve yan taraflarınızın çalıştığını hissedeceksiniz.
Göğüs Egzersizi : Ellerinizin üzerinde yüzükoyun yere uzanın , ayak parmaklarınızı gerginleştirerek destek alın , ellerinizin üzerinde vücudunuzu kaldırarak bu egzersize devam edin.
Aynı pozisyonda durup bu defa dizlerinizi yere koyarak vücudunuzu kaldırın. Bu egzersizler de göğüs kaslarınızı çalıştıracaktır.
Bu egzersizler ile birlikte kalori kontrolünü de sağlamanız gerekir. Düzenli diyetlerle birlikte yapılırsa daha etkili sonuçlara ulaşmış olursunuz. Yağ birikimi en çok karın bölgesinde olur bir an önce eritmeye ne dersiniz
20 Ağustos 2010 Cuma
RAMAZAN DİYETİ ENDER SARAC
Ramazan ayında diyet yapmak isteyenlere uzmanların önerileri ile değişik kilo verme yöntemleri mevcut ama dikkat edin aşırıya kaçmayın.11 ayın sultanı razaman ve oruç vede bunaltıcı sıcaklar insanı bünyesini yoruyor.Peki ramazan ayında nasıl beslenmeliyiz, oruçluyken neler yiyip içmeliyiz yada ramazanda nasıl bir diyet uygulayabiliriz. Bu soruların cevabı için doğru adrestesiniz.
Sahurda (Kahvaltı niyetine;)
İlk Olarak; Yağsız kepekli tost (İki dilim light ekmek ve bir kibrit kutusu peynir)
2. ) Bir su bardağı ayran veya diyet süt, domates, salatalık, maydanoz. Yatarken bir porsiyon meyve (muz, incir, üzüm ve kavun hariç)
3.) Doyana kadar, bir yemek kaşığı sıvı yağla yapılmış sebze yemeği, salata, 200 gr diyet yoğurt ve bir dilim kepekli ekmek
4.) Seçenek: Altı yemek kaşığı pilav, makarna, salata, 200 gr diyet yoğurt (haftada bir iki kez bu mönüyü uygulayabilirsiniz.)
Önemli Olan İftar saatinde (öğlen yemeği yerine) Bir su bardağı su ile orucu açın. Bir orta boy pideyi sekiz dilime bölüp, bir dilimini alın. Bir kibrit kutusu peynir, iki dilim hindi pastırma ve bir adet zeytin yenilebilir. Ardından bir kâse çorba, doyma hissi yoksa, bir kâse daha içilebilir. İftarı dışarıda yapıyorsanız, küçük porsiyonlar halinde ikram edilenlerden alınabilir.
İki saat sonra (akşam yemeği yerine)
İlk Hafta; Doyana kadar etli ya da etsiz sebze yemeği ve 200 gr yoğurt.
2. hafta: İki gün; doyana kadar sebze yemeği ve 200 gr diyet yoğurt. Üç gün; 100 gr ızgara et, tavuk, köfte ya da ton balığını tercih edin, yanında salata olsun. Bir gün; bir yumurtalı menemen veya ıspanaklı omlet hazırlayabilirsiniz, yanında 100 gr diyet yoğurt. Bir diğer gün; sekiz yemek kaşığı barbunya, yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye gibi bir yemeğin yanında salata ve 100 gr diyet yoğurt.
3. )2. hafta gibi olacak.
4. )hafta: 2. hafta gibi olacak.
iki-üç saat sonra Yarım paket bisküvi veya bir porsiyon meyve ve bir adet diyet bisküvi.
tavisiyemiz masum bir tatlı:
1. Elma tatlısı: Bir orta boy elmanın kabuklarını soyduktan sonra ortadan ikiye bölün ve üzerine tarçın serpip fırınlayın, piştikten sonra üzerine bir tatlı kaşığı ceviz serpip, bir top diyet dondurma koyup afiyetle yiyin.
2. Diyet sütlü güllaç: Diyet sütü ısıtıp, bir börek dilimi kadar güllaç yiyebilirsiniz.
3. Diyet sütlü muhallebi
4. Üç top diyet dondurma
Sahurda (Kahvaltı niyetine;)
İlk Olarak; Yağsız kepekli tost (İki dilim light ekmek ve bir kibrit kutusu peynir)
2. ) Bir su bardağı ayran veya diyet süt, domates, salatalık, maydanoz. Yatarken bir porsiyon meyve (muz, incir, üzüm ve kavun hariç)
3.) Doyana kadar, bir yemek kaşığı sıvı yağla yapılmış sebze yemeği, salata, 200 gr diyet yoğurt ve bir dilim kepekli ekmek
4.) Seçenek: Altı yemek kaşığı pilav, makarna, salata, 200 gr diyet yoğurt (haftada bir iki kez bu mönüyü uygulayabilirsiniz.)
Önemli Olan İftar saatinde (öğlen yemeği yerine) Bir su bardağı su ile orucu açın. Bir orta boy pideyi sekiz dilime bölüp, bir dilimini alın. Bir kibrit kutusu peynir, iki dilim hindi pastırma ve bir adet zeytin yenilebilir. Ardından bir kâse çorba, doyma hissi yoksa, bir kâse daha içilebilir. İftarı dışarıda yapıyorsanız, küçük porsiyonlar halinde ikram edilenlerden alınabilir.
İki saat sonra (akşam yemeği yerine)
İlk Hafta; Doyana kadar etli ya da etsiz sebze yemeği ve 200 gr yoğurt.
2. hafta: İki gün; doyana kadar sebze yemeği ve 200 gr diyet yoğurt. Üç gün; 100 gr ızgara et, tavuk, köfte ya da ton balığını tercih edin, yanında salata olsun. Bir gün; bir yumurtalı menemen veya ıspanaklı omlet hazırlayabilirsiniz, yanında 100 gr diyet yoğurt. Bir diğer gün; sekiz yemek kaşığı barbunya, yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye gibi bir yemeğin yanında salata ve 100 gr diyet yoğurt.
3. )2. hafta gibi olacak.
4. )hafta: 2. hafta gibi olacak.
iki-üç saat sonra Yarım paket bisküvi veya bir porsiyon meyve ve bir adet diyet bisküvi.
tavisiyemiz masum bir tatlı:
1. Elma tatlısı: Bir orta boy elmanın kabuklarını soyduktan sonra ortadan ikiye bölün ve üzerine tarçın serpip fırınlayın, piştikten sonra üzerine bir tatlı kaşığı ceviz serpip, bir top diyet dondurma koyup afiyetle yiyin.
2. Diyet sütlü güllaç: Diyet sütü ısıtıp, bir börek dilimi kadar güllaç yiyebilirsiniz.
3. Diyet sütlü muhallebi
4. Üç top diyet dondurma
19 Ağustos 2010 Perşembe
Makarna Diyeti
Ünlü oyuncu Demi Moore'un meşhur ettiği bu diyet programını altı hafta uygulayarak 13 kilo vermeniz mümkün.
Kahvaltı (Her gün için birini seçin)
1. Bir yumurtayı 165 ml yağsız sütle çırpın ve 50 gr unla karıştırın. Sonra yavaş yavaş 300 ml süt, 50 gr un, yarım tatlı kaşığı kabartma tozu ve bir tatlı kaşığı vanilya tozu ekleyin. Karışımı 15 dakika bekletin. Bir teflon tavayı ısıtın ve büyükçe bir kaşıkla karışımdan bir miktarı tavaya dökün. Hamurun üzerinde kabarcıklar oluşunca diğer yüzü çevirin, yeterince piştiğinde servis yapın.
2. 2 dilim bacon, 2 adet ızgara domates ve 1 dilim kepek ekmeği.
3. Bir küçük elmayı rendeleyip sütle çırpın. 50 gram kepek ekmeği üzerine sürerek servis yapın.
Öğle yemeği (Her gün için birini seçin)
1. Bir küçük sandviçin arasına marul, domates, salatalık, 50 gr. yağsız jambon ve 1 tatlı kaşığı light mayonez koyarak hazırlanmış sandviç.
2. 1 yarım soğanı ve 1 sarımsağı 1 tatlı kaşığı yağla karıştırıp yumuşayana dek kızartın. Bir küçük konserve mantarla dilimlenmiş domates ekleyin ve 10 dakika pişirin. 50 gr. kepekli makarnayı haşlayın, sosu makarnanın üzerine dökün ve bir tatlı kaşığı rendelenmiş parmesan peyniri ekleyin. Üzerine karabiber serperek servis yapın.
3. 50 gram makarnayı haşlayın. Üzerine sos olarak ton balığı, 2 sap taze soğan, maydanoz ve yağsız sebze soslarıyla bir karışım hazırlayın.
Akşam yemeği (Her gün için birini seçin)
1. 150 gram dil balığı üzerine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı sürerek ızgarada kızartın. Haşlanmış domates ve brokoliyle servis yapın.
2. Küçük bir patlıcanı yıkayıp doğrayın. Tuzladıktan sonra yarım saat bekletin. Küçük bir kutu konserve domatesi, küçük bir yeşil biberin yarısı ve küçük bir soğanla karıştırın ve 2 yemek kaşığı taze fesleğenle bir tencereye koyup yarım saat pişirin. Patlıcanı 2 tatlı kaşığı una bulayıp 1 tatlı kaşığı zeytinyağıyla kızartın. Domates sosuna ekleyin. Karışımı parmesan peyniri eklenmiş, 50 gram makarna dökerek servis yapın.
3. 1 dilim kuzu etini, iki dometasi ve iki mantarı ızgarada pişirin. 1 tatlı kaşığı sebze sosu ekleyerek, bir orta boy haşlanmış patatesle servis yapın.
Kahvaltı (Her gün için birini seçin)
1. Bir yumurtayı 165 ml yağsız sütle çırpın ve 50 gr unla karıştırın. Sonra yavaş yavaş 300 ml süt, 50 gr un, yarım tatlı kaşığı kabartma tozu ve bir tatlı kaşığı vanilya tozu ekleyin. Karışımı 15 dakika bekletin. Bir teflon tavayı ısıtın ve büyükçe bir kaşıkla karışımdan bir miktarı tavaya dökün. Hamurun üzerinde kabarcıklar oluşunca diğer yüzü çevirin, yeterince piştiğinde servis yapın.
2. 2 dilim bacon, 2 adet ızgara domates ve 1 dilim kepek ekmeği.
3. Bir küçük elmayı rendeleyip sütle çırpın. 50 gram kepek ekmeği üzerine sürerek servis yapın.
Öğle yemeği (Her gün için birini seçin)
1. Bir küçük sandviçin arasına marul, domates, salatalık, 50 gr. yağsız jambon ve 1 tatlı kaşığı light mayonez koyarak hazırlanmış sandviç.
2. 1 yarım soğanı ve 1 sarımsağı 1 tatlı kaşığı yağla karıştırıp yumuşayana dek kızartın. Bir küçük konserve mantarla dilimlenmiş domates ekleyin ve 10 dakika pişirin. 50 gr. kepekli makarnayı haşlayın, sosu makarnanın üzerine dökün ve bir tatlı kaşığı rendelenmiş parmesan peyniri ekleyin. Üzerine karabiber serperek servis yapın.
3. 50 gram makarnayı haşlayın. Üzerine sos olarak ton balığı, 2 sap taze soğan, maydanoz ve yağsız sebze soslarıyla bir karışım hazırlayın.
Akşam yemeği (Her gün için birini seçin)
1. 150 gram dil balığı üzerine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı sürerek ızgarada kızartın. Haşlanmış domates ve brokoliyle servis yapın.
2. Küçük bir patlıcanı yıkayıp doğrayın. Tuzladıktan sonra yarım saat bekletin. Küçük bir kutu konserve domatesi, küçük bir yeşil biberin yarısı ve küçük bir soğanla karıştırın ve 2 yemek kaşığı taze fesleğenle bir tencereye koyup yarım saat pişirin. Patlıcanı 2 tatlı kaşığı una bulayıp 1 tatlı kaşığı zeytinyağıyla kızartın. Domates sosuna ekleyin. Karışımı parmesan peyniri eklenmiş, 50 gram makarna dökerek servis yapın.
3. 1 dilim kuzu etini, iki dometasi ve iki mantarı ızgarada pişirin. 1 tatlı kaşığı sebze sosu ekleyerek, bir orta boy haşlanmış patatesle servis yapın.
15 Ağustos 2010 Pazar
İsveç diyeti ile kışın zayıfla yazın zayıfla
Artık Türkiye'de İsveç deyince muhtemelen birçok kişinin aklına İsveç diyeti geliyor. Avrupa'da çılgınca uygulanan İsveç Diyeti Türkiye'de ilk defa Aylin Livaneli'nin Milliyet Gazetesi'ndeki köşesinde duyuruldu. Böylelikle Türk halkı geniş kitleleri ardında sürükleyecek yeni ve etkili bir diyetle tanıştı. Diyeti uygulayan herkes iki haftada 7 ile 20 kilo arasında verebildiğini belirtti. Dahası diyetin en büyük özelliği metabolizmayı tamamen değiştirdiği için 2 yıl boyunca hiç kilo alınmamasını sağlaması. Ancak kişisel olarak edindiğim izlenim, benim bünyemde diyetin hiçbir işe yaramadığı oldu. Diyet süresince bütün kurallara uymama rağmen sadece 2 kilo olan kilo fazlalığımı 8. günün sonunda hiç veremediğimi görünce diyeti bıraktım. Yine de yakın tanıdıklarımda diyete ilişkin olumlu sonuçları bizzat gözlerimle gördüm. Şimdi karar sizin. Ancak unutmayın diyetin en önemli tarafı aşağıdaki kurallara uymak.
9 Ağustos 2010 Pazartesi
Haluk Saçaklı
Ünlüleri zayıflatmasıyla tanınan Haluk Saçaklı, hazırladığı diyet programları ve beslenme düzenleme teknikleriyle son günlerde adından en sık bahsedilen obezite uzmanı ve diyet programının yanı sıra beslenme davranışlarının da büyük önem taşıdığını vurguluyor.
Diyet yapmanın yararları
Sadece hayat tarzınızı değiştirerek güvenli bir şekilde kilo verebilirsiniz. Nasıl mı?
Özel yiyecekler almadan, pahalı diyet kulüplerine katılmadan sadece hayat tarzınızı değiştirerek güvenli bir şekilde kilo verebilirsiniz.
1- Kilo almanın en önemli nedenlerinden biri yemek aralarında atıştırmaktır. Atıştıracağınız zamanlarda su için.
2- Buzdolabınızı boşaltın. Böylece hem para harcamazsınız hem de sizi atıştırmaya iten neden yok olur.
3- Yeterince uyuyun. Böylece, yiyerek alacağınız enerjiyi uyurken toplamış olursunuz.
4- Alkol, ekmek ve karbonhidratlardan uzak durun.
5- Karanlık ortamlarda bulunmamaya ve akşamları bir saat önceden uyumaya çalışın. Eğer akşam bir şeyler izlemek istiyorsanız. Karanlık değil, aydınlık bir ortamda yapın bunu.
6- Mutlaka kahvaltı yapın. Bu size gün içinde harcamanız gereken enerjiyi verecektir ve öğlen yemeğinde çok acıkmayacaksınız.
7- Öğün aralarında yeme istedi doğduğunda, sevdiğiniz bir müziği dinleyin. Araştırmalar, müzik dinlediğinizde de sevdiğiniz bir yemeği yediğinizde de beyninizin aynı bölgesi uyarılıyor.
8- Ayakta hiçbir şey yemeyin.
9- Yeşil çay için. Araştırmalar gösteriyor ki, yeşil çay içmek vücuttaki kalorilerin yakılmasında çok etkili. Günde 3 bardak yeşil çay içmeye çalışın.
10- Yediğiniz şeye konsantre olun. Televizyon seyrederken, bir şeyler okurken ya da e-maillerinize cevap verirken yemeyin.
11- Dışarı çıkın. Günde en az 20 dakika dışarıda oturmaya ya da yürüyüş yapmaya özen gösterin. Çünkü gün ışığı yeme isteğinizi kontrol etmenize yardımcı oluyor.
12- Sağlıklı şeyler yiyin. Dışarıda yemek yediğiniz zaman çocuk mönüsü ya da sossuz salata yiyin.
13- Kendinizi çok fazla zorlamayın. Diyet programınızı yaparken 1200 kalorinin altına düşmemeye özen gösterin.
14- Bahçe işleriyle uğraşın. 1 saat bahçe işiyle uğraşmak 500 kalori yakmanızı sağlar.
15- Asansör kullanmak yerine merdivenden çıkın.
16- Ev işi yaparak da kalori yamanız mümkün. Ufak tefek ev işleriyle uğraşın.
17- İp atlayın. Bu muhteşem bir egzersizdir ve diğerlerinden daha eğlencelidir.
18- Sık ama az yiyin.
19- Çikolatayı çok seviyorsanız, her akşam bir parça (küçük tabi ki) çikolata yiyin.
20- Kendinizi sıkıntıya sokmayın, her şey beyinde biter.
Özel yiyecekler almadan, pahalı diyet kulüplerine katılmadan sadece hayat tarzınızı değiştirerek güvenli bir şekilde kilo verebilirsiniz.
1- Kilo almanın en önemli nedenlerinden biri yemek aralarında atıştırmaktır. Atıştıracağınız zamanlarda su için.
2- Buzdolabınızı boşaltın. Böylece hem para harcamazsınız hem de sizi atıştırmaya iten neden yok olur.
3- Yeterince uyuyun. Böylece, yiyerek alacağınız enerjiyi uyurken toplamış olursunuz.
4- Alkol, ekmek ve karbonhidratlardan uzak durun.
5- Karanlık ortamlarda bulunmamaya ve akşamları bir saat önceden uyumaya çalışın. Eğer akşam bir şeyler izlemek istiyorsanız. Karanlık değil, aydınlık bir ortamda yapın bunu.
6- Mutlaka kahvaltı yapın. Bu size gün içinde harcamanız gereken enerjiyi verecektir ve öğlen yemeğinde çok acıkmayacaksınız.
7- Öğün aralarında yeme istedi doğduğunda, sevdiğiniz bir müziği dinleyin. Araştırmalar, müzik dinlediğinizde de sevdiğiniz bir yemeği yediğinizde de beyninizin aynı bölgesi uyarılıyor.
8- Ayakta hiçbir şey yemeyin.
9- Yeşil çay için. Araştırmalar gösteriyor ki, yeşil çay içmek vücuttaki kalorilerin yakılmasında çok etkili. Günde 3 bardak yeşil çay içmeye çalışın.
10- Yediğiniz şeye konsantre olun. Televizyon seyrederken, bir şeyler okurken ya da e-maillerinize cevap verirken yemeyin.
11- Dışarı çıkın. Günde en az 20 dakika dışarıda oturmaya ya da yürüyüş yapmaya özen gösterin. Çünkü gün ışığı yeme isteğinizi kontrol etmenize yardımcı oluyor.
12- Sağlıklı şeyler yiyin. Dışarıda yemek yediğiniz zaman çocuk mönüsü ya da sossuz salata yiyin.
13- Kendinizi çok fazla zorlamayın. Diyet programınızı yaparken 1200 kalorinin altına düşmemeye özen gösterin.
14- Bahçe işleriyle uğraşın. 1 saat bahçe işiyle uğraşmak 500 kalori yakmanızı sağlar.
15- Asansör kullanmak yerine merdivenden çıkın.
16- Ev işi yaparak da kalori yamanız mümkün. Ufak tefek ev işleriyle uğraşın.
17- İp atlayın. Bu muhteşem bir egzersizdir ve diğerlerinden daha eğlencelidir.
18- Sık ama az yiyin.
19- Çikolatayı çok seviyorsanız, her akşam bir parça (küçük tabi ki) çikolata yiyin.
20- Kendinizi sıkıntıya sokmayın, her şey beyinde biter.
8 Ağustos 2010 Pazar
Akıl Sağlığı Dakika Diyeti
Akıl sağlığı diyeti !
Hem akıl hem de beden sağlığını koruyan ve fazla kilo aldırmayan beslenmede Somon başrolde… Kilo almadan ruhsal ve bedensel sağlığımızı koruyabilmek için, kalori ve saf nişastalı besinler açısından kontrollü, ama besin kalitesi yüksek bir beslenme tarzı uygulamak mümkün.
Bilim adamlarına göre akıl ve ruh sağlığının merkezi olan beyin, en ufak değişim ve eksiklikten anında etkileniyor. Besin ve mineral değeri düşük, aşırı mayalanmış hamurdan yapılan ekmek, sinir sistemini bozuyor. Buna karşın balık gibi fosforlu gıdalar beyni ışıldatıyor.
Omega-3 yağ asitleri, özellikle beyin, retina ve kalpte yüksek oranlarda bulunuyor. Beynin birçok fonksiyonunda önem taşıyor.
Amerika'da yapılan son araştırmalarda; Omega3, psikiyatrik rejimlerde kullanılmış ve stresse karşı dirençli hale gelen bünyenin ileride oluşabilecek depresyon, intihar eğilimi ve manik depressif dahil bir çok psikolojik rahatsızlığı önlediği belirlenmiş.
Amerikan Kalp Birliği ve Sağlık Enstitüsü, bu yeni araştırmaların sonuçları doğrultusunda, her yetişkinin haftada en az iki kez balık yemesini tavsiye ediyor. Üstelik tavsiye edilen balıklar başta Somon olmak üzere, tümü oldukça yağlı diye bilinen türden. Normal insan için Omega3' ün, günde 1,2 gram alınması yeterli iken, melankolik yada hafif depresyondakilerin ise 4-5 gr mutlaka tüketmesi gerekiyor.
Omega-3’ü almanın en leziz şekli, özellikle somon gibi soğuk denizlerde yetişen yağlı balıklarla zenginleştirilen menüler.
Ancak, her balıkta omega-3 yağ asidi yok, ya da miktarı çok az. Derin ve soğuk denizlerde yaşayan balıklarda daha yüksek. Somon, uskumru, gibi balıklar omega-3 açısından daha zengin. Kültür balıklarında omega-3 seviyesi çok düşük. Bu balıklar mısır gibi besinlerle yetiştirildiklerinden yeterli omega-3 yapamıyor.
Akıl Sağlığı Diyeti
Beslenme uzmanlarına göre; beden sağlığı kadar akıl sağlığını da korumak isteyenler, sabah taze peynir, yumurta, taze meyve suyu veya yulaf ezmesi gibi tahıllar içeren dengeli bir kahvaltı ile güne başlayabilir. Ana öğünlerde balık, yoğurt, bol sebze ve meyve, tam buğday unundan ekmek, bulgur gibi besinler, hem beyin işlevleri için gerekli maddelerini verir, hem de şişmanlık ve kalp damar hastalıklarından korur. Yemek aralarında meyve veya bir miktar fındık, badem gibi yiyecekleri tüketmekte yerinde bir alışkanlıktır. Akşam yemeklerinde ise özellikle “omega 3” yağ asitleri açısından zengin, somon gibi yağlı bir balık yanında, yoğurt, salata ve meyve, tercih edilmelidir.
SOMONUN ÖYKÜSÜ: Yüksek dağlarda kaynayan ırmakların yataklarına bırakılan yumurtalar burada döllendikten sonra, ortak çıkan yavrular gelişene kadar bu soğuk sularda yaşarlar. Daha sonra aşağılara inip denize açılan Somon Balıkları iyice olgunlaştıktan sonra koku duyularını kullanarak doğdukları yere yani ırmak yataklarına doğru bir dönüş yolculuğu yaparlar ve neredeyse zıplayarak suyun akışının tersine, yukarıya doğru çıkarlar. Kendi yaşamlarının başladığı yere yeni yaşamlar verecek yumurtaları bıraktıktan sonra Somon’un yaşam misyonu biter ama yaşam döngüsü devam eder.
Eskimolar yağı ve kolesterolü bol miktarda tüketmekte ancak kalp problemleri yaşamamaktadırlar. Yanıt balıktaki Omega-3’lerdir. Eskimoların kan örneklerini inceleyen araştırmacılar, batılı insan kanında çok düşük seviyede rastlanan bazı maddelerin, eskimoların kanında çok yüksek oranlarda bulunduğunu saptadı. Bu maddeler, Poliınsatureol (çok doymamış) yağların uzun zinciri Omega-3 grubundan olan EPA ve DHA idi. Daha ileri ki çalışmalar her iki maddenin de özellikle Somon ve Ringa gibi yağlı balıklarda bulunduğunu kanıtladı. Araştırmalar ölümlerin %30 oranında azaldığını göstermektedir. Örneğin Japonlar da çok Somon yiyor ve kalp hastalığına az yakalanıyorlar ve daha uzun yaşıyorlar.
TÜRKİYE’DE SOMON
Sağlık açısından vazgeçilmez bir gıda olan somon balığını, ülkemizde son iki yıldır bulmak kolaylaştı. Somon balığını taze ve bütün olarak, dilim olarak, fileto ve fümelenmiş olarak marketlerde veya balıkçılarda bulabilmek mümkün. Bütün olarak satılan somon balıkları 4-5 kg. civarında oluyor.
Somon balığının ülkemizde üretimi yok. Soğuk denizleri seven bu balık için Türkiye’nin denizlerinin ısısı uygun değil. Somon balığı taze olarak Norveç firması Hallvard Leröy’den ithal ediliyor. Dünyaca ünlü ve güvenilir bir firma olduğu bilinen Leröy’ün Türkiye’deki ortağı Alarko.
Alarko Leröy (www.alarko-leroy.com.tr) ortaklığında Norveç somonu tüketici ile buluşuyor. Tanşas, Migros, ChampionSa, CarrefourSa, Gima, Kipa, Makro, Metro, Real, IKEA gibi mağaza, yerel marketler ve şarküterilerde ambalajlı ürünler ve taze somon mevcut. Tüm ürünler toptan tüketim için bütün fileto görüntüsü bozulmadan kiloluk ambalajlarda, tüketiciler içinse daha az gramajlı vakumlu ambalajlar şeklinde satışa sunuluyor. Bütün somon balığı, fileto ve steak (biftek) olarak balıkçılarda da satılıyor.
Ayrıca Alarko-Leröy, İzmit’deki Fabrikası’nda modern ve hijyenik kurallara uygun teknolojilerle, Somon Füme, Somon Pastırma, Somon Loin, Somon Sıcak Füme, Somon Lakerda, Somon Marine, Somon Fileto, Somon Steak gibi ürünleri üretiyor.
Norveç’ten taze olarak ithal edilen balığın taze raf ömrünü uzatmak için üretici firmanın uyguladığı ‘doğal’ koruyucu işleme yöntemleri var ve bunlar hiçbir suni katkı içermiyor.
Balıklar Norveç’ten 0-4C soğutuculu TIR’lara yüklenerek İstanbul’a geliyorlar ve marketlere dağıtılıyor. Alarko Leröy, taze somon balıklarının raf ömrünün 21 gün olduğunu söylüyor, ama genelde marketlerde balıklar üç günde tükenmiş oluyor.
Hem akıl hem de beden sağlığını koruyan ve fazla kilo aldırmayan beslenmede Somon başrolde… Kilo almadan ruhsal ve bedensel sağlığımızı koruyabilmek için, kalori ve saf nişastalı besinler açısından kontrollü, ama besin kalitesi yüksek bir beslenme tarzı uygulamak mümkün.
Bilim adamlarına göre akıl ve ruh sağlığının merkezi olan beyin, en ufak değişim ve eksiklikten anında etkileniyor. Besin ve mineral değeri düşük, aşırı mayalanmış hamurdan yapılan ekmek, sinir sistemini bozuyor. Buna karşın balık gibi fosforlu gıdalar beyni ışıldatıyor.
Omega-3 yağ asitleri, özellikle beyin, retina ve kalpte yüksek oranlarda bulunuyor. Beynin birçok fonksiyonunda önem taşıyor.
Amerika'da yapılan son araştırmalarda; Omega3, psikiyatrik rejimlerde kullanılmış ve stresse karşı dirençli hale gelen bünyenin ileride oluşabilecek depresyon, intihar eğilimi ve manik depressif dahil bir çok psikolojik rahatsızlığı önlediği belirlenmiş.
Amerikan Kalp Birliği ve Sağlık Enstitüsü, bu yeni araştırmaların sonuçları doğrultusunda, her yetişkinin haftada en az iki kez balık yemesini tavsiye ediyor. Üstelik tavsiye edilen balıklar başta Somon olmak üzere, tümü oldukça yağlı diye bilinen türden. Normal insan için Omega3' ün, günde 1,2 gram alınması yeterli iken, melankolik yada hafif depresyondakilerin ise 4-5 gr mutlaka tüketmesi gerekiyor.
Omega-3’ü almanın en leziz şekli, özellikle somon gibi soğuk denizlerde yetişen yağlı balıklarla zenginleştirilen menüler.
Ancak, her balıkta omega-3 yağ asidi yok, ya da miktarı çok az. Derin ve soğuk denizlerde yaşayan balıklarda daha yüksek. Somon, uskumru, gibi balıklar omega-3 açısından daha zengin. Kültür balıklarında omega-3 seviyesi çok düşük. Bu balıklar mısır gibi besinlerle yetiştirildiklerinden yeterli omega-3 yapamıyor.
Akıl Sağlığı Diyeti
Beslenme uzmanlarına göre; beden sağlığı kadar akıl sağlığını da korumak isteyenler, sabah taze peynir, yumurta, taze meyve suyu veya yulaf ezmesi gibi tahıllar içeren dengeli bir kahvaltı ile güne başlayabilir. Ana öğünlerde balık, yoğurt, bol sebze ve meyve, tam buğday unundan ekmek, bulgur gibi besinler, hem beyin işlevleri için gerekli maddelerini verir, hem de şişmanlık ve kalp damar hastalıklarından korur. Yemek aralarında meyve veya bir miktar fındık, badem gibi yiyecekleri tüketmekte yerinde bir alışkanlıktır. Akşam yemeklerinde ise özellikle “omega 3” yağ asitleri açısından zengin, somon gibi yağlı bir balık yanında, yoğurt, salata ve meyve, tercih edilmelidir.
SOMONUN ÖYKÜSÜ: Yüksek dağlarda kaynayan ırmakların yataklarına bırakılan yumurtalar burada döllendikten sonra, ortak çıkan yavrular gelişene kadar bu soğuk sularda yaşarlar. Daha sonra aşağılara inip denize açılan Somon Balıkları iyice olgunlaştıktan sonra koku duyularını kullanarak doğdukları yere yani ırmak yataklarına doğru bir dönüş yolculuğu yaparlar ve neredeyse zıplayarak suyun akışının tersine, yukarıya doğru çıkarlar. Kendi yaşamlarının başladığı yere yeni yaşamlar verecek yumurtaları bıraktıktan sonra Somon’un yaşam misyonu biter ama yaşam döngüsü devam eder.
Eskimolar yağı ve kolesterolü bol miktarda tüketmekte ancak kalp problemleri yaşamamaktadırlar. Yanıt balıktaki Omega-3’lerdir. Eskimoların kan örneklerini inceleyen araştırmacılar, batılı insan kanında çok düşük seviyede rastlanan bazı maddelerin, eskimoların kanında çok yüksek oranlarda bulunduğunu saptadı. Bu maddeler, Poliınsatureol (çok doymamış) yağların uzun zinciri Omega-3 grubundan olan EPA ve DHA idi. Daha ileri ki çalışmalar her iki maddenin de özellikle Somon ve Ringa gibi yağlı balıklarda bulunduğunu kanıtladı. Araştırmalar ölümlerin %30 oranında azaldığını göstermektedir. Örneğin Japonlar da çok Somon yiyor ve kalp hastalığına az yakalanıyorlar ve daha uzun yaşıyorlar.
TÜRKİYE’DE SOMON
Sağlık açısından vazgeçilmez bir gıda olan somon balığını, ülkemizde son iki yıldır bulmak kolaylaştı. Somon balığını taze ve bütün olarak, dilim olarak, fileto ve fümelenmiş olarak marketlerde veya balıkçılarda bulabilmek mümkün. Bütün olarak satılan somon balıkları 4-5 kg. civarında oluyor.
Somon balığının ülkemizde üretimi yok. Soğuk denizleri seven bu balık için Türkiye’nin denizlerinin ısısı uygun değil. Somon balığı taze olarak Norveç firması Hallvard Leröy’den ithal ediliyor. Dünyaca ünlü ve güvenilir bir firma olduğu bilinen Leröy’ün Türkiye’deki ortağı Alarko.
Alarko Leröy (www.alarko-leroy.com.tr) ortaklığında Norveç somonu tüketici ile buluşuyor. Tanşas, Migros, ChampionSa, CarrefourSa, Gima, Kipa, Makro, Metro, Real, IKEA gibi mağaza, yerel marketler ve şarküterilerde ambalajlı ürünler ve taze somon mevcut. Tüm ürünler toptan tüketim için bütün fileto görüntüsü bozulmadan kiloluk ambalajlarda, tüketiciler içinse daha az gramajlı vakumlu ambalajlar şeklinde satışa sunuluyor. Bütün somon balığı, fileto ve steak (biftek) olarak balıkçılarda da satılıyor.
Ayrıca Alarko-Leröy, İzmit’deki Fabrikası’nda modern ve hijyenik kurallara uygun teknolojilerle, Somon Füme, Somon Pastırma, Somon Loin, Somon Sıcak Füme, Somon Lakerda, Somon Marine, Somon Fileto, Somon Steak gibi ürünleri üretiyor.
Norveç’ten taze olarak ithal edilen balığın taze raf ömrünü uzatmak için üretici firmanın uyguladığı ‘doğal’ koruyucu işleme yöntemleri var ve bunlar hiçbir suni katkı içermiyor.
Balıklar Norveç’ten 0-4C soğutuculu TIR’lara yüklenerek İstanbul’a geliyorlar ve marketlere dağıtılıyor. Alarko Leröy, taze somon balıklarının raf ömrünün 21 gün olduğunu söylüyor, ama genelde marketlerde balıklar üç günde tükenmiş oluyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)